Bu kızılderili sözünü her okuduğumda, ne kadar doğru olduğunu düşünürüm. “Sular yükseldikçe balıklar karıncaları yer, sular çekildikçe de karıncalar balıkları…” Ne sade bir anlatım ama içinde ne büyük bir gerçeklik var. Hayatın ta kendisi bu işte. Bir gün güç senin elindedir, bir gün elinden kayıp gider. Kimse bugünkü üstünlüğüne, makamına, varlığına güvenmemeli; çünkü yarın hangi yönden rüzgâr esecek, su hangi yatağa dökülecek, kimse bilemez. Kimin kimi yeneceğine, kimin üstte kimin altta kalacağına, suyun akışı karar verir.

İnsanoğlu unutur bu gerçeği. Gücü eline alınca sanır ki su hep onun lehine akacak. Oysa doğanın bir yasası vardır: ne sürekli yükselen bir dalga, ne de hep alçalan bir su seviyesi olur. Her şey değişir. Bugün balık gibi yukarılarda yüzen, yarın karınca gibi toprağın dibine çekilir. Bu döngüyü anlamayan, suyun yönünü kendine hizmet ettireceğini sanan, sonunda o akışta kaybolur gider.

Ben bazen çevreme bakarım, insanların davranışlarında bu sözü görürüm. Kimi gücün, paranın, makamın arkasına saklanır; kimi alçakgönüllü durur ama zamanı geldiğinde dimdik çıkar karşına. İşte o zaman anlar insan: hayatın terazisi her an yeniden kurulur. Üstünlük kalıcı değildir; asıl kalıcı olan, insanın vicdanıdır.

Bu söz bana şunu da hatırlatır: suyun akışı yalnızca doğanın değil, insanın da adaletidir. Kimse kimseden üstün değildir; sadece o anın koşulları, suyun yönü farklıdır. Bir gün yukarıda olanın gölgesinde kalırsın, ertesi gün o sana el uzatmak zorunda kalır. Hayat böyle bir denge oyunudur. O yüzden kimseyi küçümsememeli, kimseye tepeden bakmamalı. Çünkü gün gelir, sular çekilir ve taşların altı görünür.

Bazen de düşünürüm; suyun akışına karşı yüzmeye kalkmamak gerekir. Çünkü o akışın içinde yaşamak, ona direnmeden yol almak daha bilgece bir davranıştır. Suya yön vermeye kalkmak, hayatın doğal döngüsünü zorlamaktır. Gerçek bilgelik, suyun dilini çözmektir. Hangi yönde akarsa aksın, temiz kalabilmektir asıl mesele.

Bugün her şey senin lehine görünüyorsa, şımarma. Çünkü o su bir gün senden yana değil, karıncadan yana akabilir. Yarın bir başkası aynı suyun altında kalacaksa, taş atmadan önce düşün. Belki de seninle aynı sudan geçecektir.

Bu söz, bana hem alçakgönüllülüğü hem de hayatın değişkenliğini hatırlatır. Hiçbir zafer, hiçbir yenilgi kalıcı değildir. Asıl olan, suyun çekildiğinde geriye nasıl bir iz bıraktığındır. Eğer temiz bir yürek, dürüst bir iz bıraktıysan, suyun yönü hangi tarafa dönerse dönsün, kaybetmezsin.

İsmail Erdal

Hayatın akışına suyun diliyle bakan bir yolcu