“Madımak’tan Bana Ne Diyenlere…”

Ben Alevi değilim.

Ben Sünni kökenden gelen biriyim

Ne Kerbela’da dövüldüm,

Ne Sivas’ta diri diri yakıldım…

Ama acılarını içimde taşıyorum.

Çünkü din başka, mezhep başka,

Ama vicdan, hep aynı yerde durur.

2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşananlar,

bir “acı olay” ya da “talihsiz bir gün” değil,

kanlı bir katliamdır.

Düşüncenin, şiirin, sazın, inancın yakıldığı bir gündür.

İnsanlar sadece “Alevi” oldukları için değil,

insan oldukları için hedef alındılar.

Ve ne yazık ki hâlâ bu ülkenin bazı sokaklarında,

“Yakın!” diyenlerin sesi daha gür çıkıyor

“Yeter!” diyenlerden…

Ben savaşa gitmedim.

Kurşun sıkmadım, barikat görmedim.

Ama acının içinden geçmiş insanların hikâyeleri

yüreğimi delip geçti.

Sivas’ta yanan bedenlerin kokusu

hala burnumda.

Bugün biri hâlâ “Sana ne Madımak’tan?” diyebiliyorsa,

bil ki bu memlekette hâlâ insanlık,

mahkemeye bile çıkarılmadan cezaevinde tutuluyor demektir.

Ben bir Alevi değilim.

Ama Sivas’ta yananı kendi sayan,

Madımak’ın küllerinden vicdan üfleyen biriyim.

Bu yüzden de hep şunu söyleyeceğim:

“İnsan olmayı dene.

Belki becerebilirsen, neden bu kadar yanıyorum anlarsın…”

Unutursam, susarsam, alışırsam…

O gün yakanlardan biri ben olurum.

Ben susmayacağım.

Unutmayacağım, unutturmayacağım.

Ben inançsızım belki,

Ama inancı yakmanın ne demek olduğunu bilirim.

İnsan yakılmaz!

İsmail Erdal

 Temmuz 2025 Muğla