Seçime giderken ülkemizin ve ulusumuzun geçmişten gelen ve günümüzde de üzerine eklenen, ülkenin kaderini belirleyen bir kaç sorunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Siyaset: Siyasetçi bukalemunlaştı. Siyaset aşureye döndü. Sağdan sola, soldan sağa çıkar için geçen geçene. Siyasi ahlâk, erdemlilik, ilke, dürüstlük, devlet adamlığı gibi insanı insan yapan yüce değerler unutuldu. Bireysel çıkarlar ülke ve ulus çıkarlarının önüne geçti.

Seçim yasası, partiler yasası değişmedi. Dokunulmazlıklar kalkmadı. Parti liderinin tek seçiciliği devam ediyor. Buna demokrasi diyoruz. Halk seçimini yaptı diyor ve kendi kendimizi aldatıyoruz.

Sosyal Kültürel Yapımız: Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar ağalığı, beyliği, aşiret düzenini, şıhlı tarikatları kaldıramadık. Kula kulluk eden sorunlara oy için, sömürebilmek için göz yumuldu.  Toprak reformu yapılamadı. Bölgeler arası geri kalmışlık sorunları çözülemedi. “Eğitim Öğretim Birliği Yasası” delinerek eğitim dinselleştirildi. Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları kapatılarak aydınlanmanın önü kesildi.

Günümüzde Televole kültürü, pembe diziler, kadın dedikodu programları ve şans oyunları ile halkımızı uyutuyorlar. Düşünmeyen, sorgulamayan, denetlemeyen, üretmeyen bir toplum yaratılmaya çalışılıyor.

Sadaka Kültürü: Bazı Belediyeler, dernekler, vakıflar, fonlar halkımıza yiyecek, giyecek, kömür, ilaç para vererek onlara sadaka kültürünü layık gördüler. Bir lokma bir hırka anlayışını benimsettiler, bunu bir lutüf gibi sundular. Halkımız bu yaşamı kader sandı. Devletin sosyal yanı işletilemedi.

Ortak Değerlerimiz: Vatan, bayrak, ulus, Cumhuriyet, din, şehitlik, gazilik, etnik ve sosyal yapımız gibi ortak değerler acımasızca sömürüldü, zaman zaman halkımız birbirine düşürüldü.

Günümüzde ilkesizlik, hırsızlık, soygunculuk, yalan dolan pirim yapıyor. Devlet yönetiminin acizliği ve adalet sisteminin ağır işlemesi sebebi ile de “Siyasetticaretmafya” ve “Siysettarikatçete” üçlemeleri halkın canını bezdirdi.

Ekonomi: İç ve dış borç toplamımız 400 milyar dolar, her ay 6,5 milyar dolar faiz ödüyoruz. Borsadan yabancı para, Fransa ve Almanya’da 30 yılda kazanamadığı parayı bir yılda kazanıyor. 80 milyar dolar sıcak para ülkemizi sömürüyor.

Cumhuriyetin kazanımı olan ve kâr getiren işletmeler; Tüpraş, Erdemir, Seydişehir Aleminyum, Petkim, bankalar, limanlar, topraklarımız yok pahasına satılıyor. Buna rağmen ne borcumuz azalıyor ne de  yatırım yapılarak istihdam sağlanıyor. Bu gelir ve borçlardan işçi, emekli memur, esnaf, köylü yararlanamıyor. Mutlu bir azınlık yararlanıyor. 26 adet dolar milyarderimiz oldu.

Ülkenin ekonomik ve üniter yapısı her geçen gün önlenemez bir şekilde uçuruma sürükleniyor. Bu gidişi bazı siyasiler, aydınlar, medya kuruluşları güzel ve doğru yapılmış işler gibi halka sunuyorlar. Bilgi kirliliği içinde halkı boğuyorlar. Bu süreçte emperyalist güçler; ABD , AB, IMF, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, TalabaniBarzani, dönek solcular, kökten dinciler memnun. Onun için çıkarlarına uygun siyasetçileri destekliyorlar.

Saygıdeğer halkım, sizlere haksızlık, saygısızlık ettim. Sizler vatandaşlık görevleriniz olan verginizi, oyunuzu verdiniz. Kanunlara uydunuz, askerlik görevinizi yaptınız. Vatanınız için çocuğunuzu teröre şehit verdiniz. Yüreğinize taş bağlayıp  “Vatan sağolsun” dediniz. Sizler vatan ve ulus söz konusu olunca hiç bir şeyinizi esirgemeyen yüce bir ulussunuz. Örneği: “Kurtuluş Savaşı”mızdır

Sizlere gereken eğitim, sağlık hizmetleri verildi mi? Sizlere insanca yaşayacağınız gelir düzeyi sağlandı mı? Demokrasi, hukuk insan hak ve özgürlükleri gibi evrensel değerler layık görüldü mü? Sizlerden; çağdaş uluslar düzeyine ulaşmanız esirgendi. Oysa bu sayılanlara sizler fazlası ile layık idiniz.

Sizlere  Atatürk’ün yüce sözünü hatırlatmak istiyorum.

“Ulusu içinde düştüğü bu durumdan kurtaracak ve yurdu özgürlüğe kavuşturacak yine ulusun kendisidir.” M. Kemal Atatürk

Onun için diyorum 22 Temmuz 2007 seçimi çok önemlidir. Oyunuzu mutlaka kullanın, kullanırken çok iyi düşünün.

Ya insanca yaşam, aydınlık Türkiye ya da ateşten gömlek karanlık Türkiye. Tercih sizin.

 

13.07.2007