Ülkemizde yaşanan süreçte toplumda akıl tutulması, mantığını yitirme bilgi eksikliği, hoşgörüsüzlük gibi  travmaların yaşandığı gözlenmektedir.

     Toplum bilerek veya bilmeyerek korku tüneline sokuluyor.İç barış bozuluyor, toplumun umudu tükeniyor huzuru kaçıyor, toplum gerildikçe geriliyor.

     Ülkenin içine düştüğü bu çıkmazı gören bazı sivil toplum örgütleri , siyasetçileri , aydınları , sanatçıları , yazarları ,bilim adamları birlik-beraberlik,uzlaşı hoşgörü ve barış çağrıları yapmaktadır.

     Bu çağrının samimi olmasını ,bireysel ve kurumsal çıkarlarını kurtarmak için değil , ülkenin ve toplumun çıkarlarının korunması amacına yönelik olmasını temenni ederim.

     Bu çağrının içeriğinin somut uygulanabilir önerilerle doldurularak toplumun önüne çıkılması halinde daha anlamlı , güvenilir ve rahatlatıcı olurdu.

     Sade bir yurttaş olarak ben ; sağduyulu, yurtsever , akılcı her insanın kabul edeceği , çoğumuzun bildiği bazı sorunların uzlaşı çağrısı içinde olmasını istiyorum.

      Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan maddelerine dokunmayalım.

       Gelişen çağa  ve gelişen topluma göre bir Anayasa yapma gereksinimi varsa ,bu Anayasa AB’ye ve ABD’ye görücüye çıkarılmamalı, bu durum işgal edilmiş Irak ve Afganistan içinde geçerlidir.Onur kırıcı olan bir ülkenin , toplumun ortak uzlaşma ve yönetim senedi olan Anayasa yapımı bir guruba ,bir partiye ihale edilerek yapılmamalıdır.Ulusun bütününün oluşturduğu bir ‘’KURUCU MECLİS’’tarafından yapılmalıdır.

      Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısının bozulmamasında , Ulus devletinin korunmasında uzlaşmalıyız.

     Bağımsızlığı temel ilke olarak kabul edelim.Bağımsızlık ;hür , onurlu yaşamaktır.

    Hukukun üstünlüğünü kabul edelim.Yargının bağımsızlığını savunalım.Demokratik rejimi ve kurallarını benimseyelim.

İnsan hak ve özgürlüklerinin evrensel temel hak olduğunu kabul edelim.Bu hakların diğer bir bireyin özgürlüğünü yok edemeyeceğini ,aynı Ülkenin ve Ulusun bölünmesinde de tehdit olarak kullanılamayacağını da kabul etmeliyiz.

   Devleti şeffaflaştıralım. Derin devlet yapılandırmaları olarak adlandırılan ; Kont – Gerilla , Gladyo , Susurluk ve Ergonokon halka açıklanmalı , Hukuk devletinde böyle örgütler olmamalı , Halk devletine güven duymalı.

   Partiler kanunu , seçim kanunu yenilenmeli, Lider saltanatına son verilmeli. Dokunulmazlıklar kaldırılmalıdır.Sivil toplum örgütleri Anayasada İLO ve AB standartlarına uygun olarak düzenlenmeli. Toplumun örgütlemesi teşvik edilmelidir.

  Ülkenin yer altı yer üstü zenginlik kaynakları , Cumhuriyetin kazanımları olan işletmeler , kurumlar yerli ve yabancı sermayeye yok pahasına ‘’ÖZELLEŞTİRME’’adında peşkeş çekilmemelidir.

   Ülkenin ,Ulusun geleceğini etkileyecek olan Vakıflar Yasası ,Sosyal Güvenlik Yasası ,İkiz Yasalar ,Maden Enerji ,Petrol , Tohumculuk yasaları gibi bir çok yasalar IMF’nin ,AB’nin ABD’nin Dünya Ticaret Örgütünün ve çok  Uluslu şirketlerin çıkarlarına göre değil bu günlerde çok acı çektirilen milli iradenin sahibi halkın çıkarlarına göre düzenlenmelidir.

 Kayıt dışı ekonomi kayıt içine alınmalı , herkesin kazancına göre vergi alınmalıdır.Yeni yatırımlar  yapılamalı,üretim artırılmalıdır.Yoksulluk ,işsizlik ve açlığa acil çözüm bulunmalı.

 İşçinin ,memurun ,dul ve yetimin , köylünün , küçük ve orta ölçekli esnafların sorunları ivedi olarak ele alınmalıdır.

   Yolsuzluk ,kap- kaç,çete , mafya ilet etkin mücadele edilmeli, İtalya’daki gibi ‘’4 Başkan , 25 Bakan , 400 Milletvekilinin ‘’ bağımsız yargı tarafından yargılandığı gibi ‘’TEMİZ ELLER OPERASYONU ‘’na sorgulamada ülkemizde yapılmalıdır.

  Dinin siyasete , ticarete ve eğitime alet edilmesinin önüne geçilmeli.Yüce dinimizi bireyin vicdanı ile Allah arasına bırakalım.Tarikat , cemaat gibi dinsel ağa şeyh gibi feodal yapılanmaların önüne geçilmeli.Toplumun ortaçağ karanlığına sürüklenmesi önlenmeli.

  Eğitim sistemimiz aklı , bilimi kısacası çağdaşlığı rehber edinmelidir.

  En büyük zenginlik kaynağımız olan insana yatırım yapılmalıdır.

  Medya sektörümüzün tekelleşmesinin ve yabancılaştırılmasının önüne geçilmelidir.

    Yüce Türk Milleti burada saydıklarım ve sayamadıklarım sorunların çözümünde ‘’ORTAK AKILDA BULUŞMAK’’istiyor.

Halk ; sömürünün yerine paylaşımı ,öfkenin, kinin ,nefretin yerine sevgiyi , dostluğu ,kavganın yerine ;barışı ,ayrımcılığın yerine ,uzlaşıyı , ilkelliğin , bağnazlığın yerine ;çağdaşlığı aklı , bilimi istemektedir.

 

07.07.2008