TRAC Erbaa Afet ve Acil Durum haberleşme ekibinin Boğalı dağında olası bir afet durumunda haberleşme imkanı sağlayacak olan 6 ili birbirine bağlayan rölenin bakım ve onarım çalışması için gönüllü olarak yaptıkları iş esnasında yaşadıkları zorlukları görüntüledik.

 Gönüllülük, bir insanın sadece kendisi için değil, başkaları için de nefes almasıdır. İşte bu ruhla 1962 yılında kurulan TRAC (Türkiye Radyo Amatörleri Cemiyeti), Türkiye genelinde afet ve acil durumlarda haberleşmenin kopmaması için yürekten çalışan bir kamu yararına kuruluştur. Bu görev, gönüllülük esasına dayalı, fedakârlıkla yoğrulmuş bir hizmettir.

 Tokat’ın Erbaa ilçesinde faaliyet gösteren TRAC şubesi, bu büyük davanın neferlerinden biri olarak 39 kişilik kadrosuyla var gücüyle sahada. İki yıl önce kurulan TRAC Erbaa Şubesi, afet anlarında iletişimin devamlılığı için eğitimlerini ve saha uygulamalarını aksatmadan sürdürüyor. Onların son durağı, Boğalı Yaylası'nın üst kısımlarında, deniz seviyesinden tam 1960 metre yükseklikte yer alan role istasyonuydu.

  Bu yükseklikte kurulmuş olan role istasyonu, olası bir afet anında Kayseri, Sivas, Yozgat, Amasya, Samsun ve Tokat gibi iller arasında kesintisiz haberleşme imkânı sunuyor. Bu nedenle bakımı hayati önem taşıyor.

  Yol, sıradan bir yol değildi. Karla kaplı patikalar, uçurum kenarları, şiddetli rüzgar, kesif sis... Yola yığılan dev kar kütleleri geçit vermiyor, soğuk kemiklere işliyordu. Ancak kararlılık her şeyin önündeydi. Bu gönüllü ekip, tam iki saat boyunca elleriyle kazma kürekle karı temizledi, geçebilecekleri dar bir patika açarak yollarına devam etti. Araçlarla gidilemeyen noktalarda sırtlarında taşıdıkları malzemelerle zirveye tırmandılar. Yılmadılar, vazgeçmediler.

   Zirveye vardıklarında, sadece bir cihazın bakımını yapmadılar. Aynı zamanda bu topraklara umut taşıdılar. Çünkü afet anında saniyelerin bile önemi vardır ve o saniyeleri yaşatacak olan şey, sağlıklı bir iletişimdir. Onlar, bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyor.

  TRAC Erbaa ekibi, tamamı gönüllülerden oluşan bir kadro. Her biri farklı mesleklerden, farklı yaşlardan ama aynı yürekten gelen insanlar... Onlar için bu bir hobi değil; bu bir sorumluluk, bir insanlık görevi. “Afet geldiğinde değil, gelmeden hazır olunmalı” düşüncesiyle hareket ediyorlar.

Ekibin mesajı net:

“Bu yol zor olabilir, ama bir kişinin bile canı kurtulacaksa, her türlü zorluğa değer. Biz hazırız, her zaman sahadayız.”

 Zirvede rüzgar belki bedenlerini titretti ama yüreklerindeki inancı sarsamadı. Bu satırlar belki sadece bir haber gibi okunacak ama her satırında, bir çığlık anında ulaşacak sinyalin, bir hayat kurtarabilecek bağlantının, o sinyalin arkasındaki sessiz kahramanların izleri olacak.

  Çünkü bazı kahramanlar sessizdir. Onlar yalnızca anons yapar, sinyal yollar... Ama her sinyalle bir umut doğar. Ve bu umut, 1960 metre yükseklikte, karla kaplı bir zirvede yeniden filizlenir.