Bahçecilik işleriyle ilgilenen hemen herkes bir şekilde ay takvimi kelimelerini duymuştur.

Peki tam olarak nedir bu ay takvimi? Ne işe yarar? Dünyanın her yerinde uzun yıllardır milyonlarca çiftçinin başarıyla uyguladığı ay takvimi gerçekten de dikkate almaya değer mi?

Herkes ay takvimini kullanabilir mi?

AY TAKVİMİ GERÇEKTEN İŞE YARIYOR MU?

İşi bilen bir çiftçi ilkbaharda, ilk cemre düşer düşmez ay takvimi düzenine göre hazırlıklarına başlar. Neden peki?

Bahar geliyor. Havalar ısınmaya başlıyor. Cemreler ardı ardına düşmeye başladı bile. Artık yavaş yavaş tohum ekme, fide üretme ve onları bahçeye nakletme işlerine başlamak gerek.

Acaba bu yıl tohumlarımızı ay takvimine göre eksek nasıl olur?

Peki, nedir bu ay takvimi? Gerçekten etkili midir?

 

AY TAKVİMİ VE KÖKENİ

Romalı doğa bilimci Yaşlı Plinius bundan yaklaşık 1900 yıl önce yaşadı. Plinius, Doğa Tarihi adlı kitabında Ay ile ilgili şöyle bir cümle kurmuştu:

“Ay, Dünya’ya yaklaştığında tüm bedenleri doldurur, geri çekildiğinde ise onları boşaltır.”

Ünlü Bilge Plinius’un bahsettiği şey Ay’ın çekim gücüydü aslında.

Ay’ın etkileri çok eski zamanlardan beri bilinmektedir. Atalarımız gökyüzünü ve doğayı gözlemleyerek Ay’ın bu harikulade etkisini görmüş ve derhal üzerinde çalışarak ortaya “ay takvimi tarımı”nı çıkarmışlar. Onlara teşekkür borçluyuz.

Torunları olarak bizler onlardan aldığımız bu değerli mirasın üzerinde çalıştık. Sonunda ay takvimi tarımının ardında yatan bilimi nihayet keşfettik.

 

AY TAKVİMİ VE ARDINDAKİ BİLİM

En basit ifadesiyle ay takvimi tarımının ardındaki bilim kütle çekim gücüne ve suyun kimyasal özelliklerine dayanmaktadır.

Devam etmeden önce suyun bitkilerdeki hareket şekillerine çok kısaca değinelim:

Su temel olarak iki şekilde bitkinin bünyesine girer.

İlk olarak kök basıncının sebep olduğu osmos yoluyla ve ikinci olarak yapraklardaki terlemenin neden olduğu kütle hareketi yoluyla...

Her iki durumda da bitkinin bünyesine giren su beraberinde bol miktarda besin elementi taşır ve bitki sağlıklı bir şekilde büyür.

Sonuç olarak suyun bitkiye giriş şekli, zamanlaması ve miktarı oldukça büyük bir önem taşımaktadır.

 

Eğer toprakta yer alan su bitki bünyesine zamanında ve yeterli miktarda giremezse bitkinin gelişim süreci sekteye uğrar. Zayıf düşen bitki hastalıklara karşı savunmasız hale gelir.

Osmos yoluyla su alımında süreç şöyle çalışır:

Toprakta yer alan su, bitkinin kökünde yer alan sudan daha fazladır. Bu durumda topraktaki fazla suyun bir kısmı az olan tarafa yani bitkinin köklerinin içine doğru emilir.

 

Kütle hareketi yoluyla su alımında ise süreç şöyle çalışır:

Havadaki yağmur damlasının neden tek parça halinde kaldığını düşündünüz mü hiç?

Bunun sebebi su moleküllerinin, yüzeylerindeki elektrik yükleri nedeniyle birbirine tutunmalarıdır. Bir su molekülü diğer bir su molekülüne bağlanır ve o da bir sonrakine… Derken bu şekilde denizler kadar devasa bir su kütlesi oluşabilir.

Hepimiz bitkilerin yapraklarında bulunun minik deliklerden nefes alıp verdiğini duymuşuzdur. Bitkiler bu delikler sayesinde karbondioksit ve oksijen alışverişi yaparlar.

Yaprakların alt tarafında bulunan bu mini minnacık delikler aynı zamanda bitkinin buhar şeklinde su kaybettiği yerlerdir. Bitki yapraklarından su kaybederken birbirine bağlı su molekülleri aşağıdan yukarıya doğru emilerek çekilir. Suyun bu hareketine kütle hareketi denir. Tıpkı kuru bir süngerin tezgâhtaki suyu yavaş yavaş emmesi gibi…

Özetle su yer çekimi kuvvetine direnerek kendi yolunu bulur.

Peki, suyun yukarı doğru çıkmasına biraz olsun yardımcı olacak bir yol daha olsaydı fena mı olurdu?

Elbette hayır ve aksine harika bile olurdu. Bu soruya cevap ay takvimi olabilir.

AY TAKVİMİ VE ÇEKİM ETKİSİ

İşte tam da burada Ay’ın ve Güneş’in kütle çekim gücü devreye giriyor. Yanlış okumadınız, Dünya’dan 384.400 km uzakta olan Ay ve 149.597.870.700 metre uzakta olan Güneş’in çekim gücü…

Ay takviminin esası Ay’ın çekim gücüne dayanır. Ay’ın çekim gücü deyince de aklımıza gelgitler gelir. Ay takviminde aslan payı Ay’ın çekim gücü gibi görünse de gerçekte bu güç hem Ay’ın hem de Güneş’in ortak çekim gücüyle ilgili bir durumdur.

Şöyle ki:

Ay hem kendi çevresinde hem de Dünya’nın çevresinde döner. Bununla beraber Dünya da Ay ile birlikte Güneş’in etrafında döner. Bu dönüşler esnasında zaman zaman Ay ile Güneş aynı hizaya denk gelirler.

İşte Ay ve Güneş tam olarak aynı hizaya geldiklerinde çekim güçleri birleşir. Bu toplam güç en yüksek seviyeye erişir ve sular Dünya yüzeyinden dışa doğru çekilir. Bu dönemler ay takviminde yeni ay ve dolunay evrelerine denk gelir. İlk dördün ve son dördün evleri ise Güneş’in çekim gücünün en aza indiği ve daha çok Ay’ın çekim gücünün çalışmaya başladığı evrelerdir. Böyle zamanlarda yükselen sular yeniden aşağı doğru geri çekilmeye başlar. Biz bu yükselme ve alçalma durumlarına kısaca gelgit diyoruz.

Bitkilerde de Gelgit Gerçekleşir

Okyanuslardaki su çok büyük bir kütle oluşturduğu için yükselip alçalması gözle görülür derecededir. Ancak gerçekte suların yükselip alçalma durumu sadece okyanuslarda gerçekleşmez. Suyun olduğu her yerde bu olgu vardır. Buna bitkiler de dâhildir. Ay takvimi tam da bu noktada önem kazanır.

Ay’ın ve Güneş’in etkisiyle sular yükselmeye başladığı zaman toprak içinde yer alan sular da yukarı doğru yükselmeye başlar. Böylece bitkiler için üçüncü bir su alma yolu daha oluşmuş olur: “Ay’ın ve Güneş’in ortak çekim gücü”

Artık su daha yukarılara çok daha kolay yükselebilir. Böylece bitkilerin daha fazla enerji harcamalarına gerek kalmaz. Bitkiler artan bu enerji fazlasını daha iyi büyümek, beslenmek ve korunmak için kullanabilirler.

Şimdi gelelim ay takviminin bitkiler üzerindeki etkisine ve kullanım şekline…

 

BİTKİLERİN TOPRAK ÜSTÜ VE TOPRAK ALTI BÖLÜMLERİ

Bitkilerin temelde iki bölümünden faydalanırız: Toprak üstü kısmı (yaprakları, meyveler çiçekleri, gövdeleri) ve toprak altı kısmı (kök yumruları).

O halde herhangi bir bitkinin tohumunu ekerken ya da fidesini dikerken, o bitkinin hangi kısmını tükettiğimize bakmamız gerek.

Yaprağı ve Meyvesi Yenen Bitkiler:

Söz gelimi yaprağı ve/veya meyvesi tüketilen bir bitki yetiştireceksek, ay takvimi planına göre o bitkinin tohumlarını suların yukarı doğru yükseldiği zamanlarda ekmemiz gerekir. Böylece yaprak, gövde ve meyvelere saha fazla su girişi ve ve besin girişi olur.

Kökü veya Yumrusu Yenen Bitkiler:

Eğer patates gibi kök yumruları yenilen bir bitkiyi ekeceksek yine ay takvimine göre bu defa suyun aşağı doğru hareket ettiği evrede ekim yapmalıyız. Böylece su daha çok bitkinin topak altı kısımlarında nüfuz eder ve orada besin birikir.

Ay Takvimi ve Tohumların Çimlenmesi:

Tohumu düşünelim. Bir tohumun şişip patlaması ve çimlenmesi için bünyesine su alması gerekir. Eğer yaprağı ve meyvesi yenen bitkilerin tohumlarını suların yükseldiği evrede ekerseniz tohum daha rahat su emer ve daha sağlıklı bir şekilde çimlenir.

Bitkiler çimlenme sonrası ilk başlarda çok hızlı bir şekilde büyürler. Azami boylarına erişinceye kadar bu büyümelerini sürdürürler. Ardından çiçek açma ve meyve verme aşamasına geçerler. Büyümenin en hızlı olduğu bu dönem tam da suların yükselme evresine denk gelirse bitkiler ilave bir enerji harcamadan bünyesine alır ve daha hızlı gelişirler. Artan enerjilerini ise kök, çiçek ve yeni sürgün yapımında kullanarak daha sağlıklı bir şekilde büyürler.

 

Kök yumruları tüketilen bitkilerde ise durum tersinedir. Bu tür bitkilerin tohum veya yumruları suyun aşağı doğru çekildiği zamanlarda ekilmelidir. Böylece su ve içerdiği besin elementleri kök ve yumru gölgesinde birikir ve daha sağlıklı, lezzetli kök sebzeleri elde edilir.

Ay Takvimi ve Ağaçların Kesim Zamanı:

Ağaçların budanması ve kereste amacıyla kesilmesi de bu süreçten etkilenir. Bir ağaç bünyesinde bolca su varken kesilirse, sonradan kuruma esnasında eğilip bükülebilir. Ayrıca hastalıklara karşı daha zayıf hale gelir. Bu nedenle ay takvimine göre kereste elde etmek için ağaçlar, suların aşağı doğru çekildiği zamanlarda kesilmelidir. Böyle zamanlara ağacın bünyesinde daha az su olur. Kereste daha dayanıklı ve uzun ömürlü olur.

Meyve ve sebzeler suyun yukarı doğru olduğu evrelerde hasat edilirse daha sulu ve lezzetli olacaklardır.

İşte ay takvimi biliminin ardında yatan sır tam olarak böyle budur.

 

Ay Takvimini Nasıl Kullanmak Gerekir?

Ay’ın kendi ve Dünya yörüngesinde dönüş evreleri ve bu arada Dünya’dan olan uzaklığı her yıl değişir.  Bu nedene ay takvimi her yıl yeniden düzenlenir.

Dilerseniz sizler de online kaynaklardan erişebileceğiniz bu güncel ay takvimi bilgilerini takip ederek ekim, dikim ve hasat işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz ya da daha kolay yoldan başınızı gökyüzüne çevirip Ay’ın evrelerini bizzat takip ederek de planlama yapabilirsiniz. Yüzde yüz denk gelmese bile doğruya en yakın planlamayı yapmış olursunuz.

 

Temelde Ay’ın iki evresi vardır:

 

Büyüyen Ay:

Halk arasında Ay’ın büyümesi diye bilinen, yeni ay ile dolunay arasındaki süre birinci evredir.

Küçülen Ay:

Yine halk arasında Ay’ın küçülmesi diye bilinen, dolunay ile yeni ay arasındaki süre ise ikinci evredir.

Yeni ayda gökyüzünde Ay görünmez ve gökyüzü tamamen karanlıktır. Dolunayda ise Ay gökyüzünde bir gümüş para gibi parlar.

Ay takvimine göre roka, marul, ıspanak, lahana, kereviz, mısır, domates, karpuz ve kabak gibi yaprakları ve meyveleri yenilen bitkilerin tohumlarını Ay büyürken ekmelisiniz.

Bu noktada bir bilgi daha ekleyelim; Ay büyürken geceleri bir hayli aydınlık olur. Dolunaya kadar her gece artan bu aydınlık çoğu zaman karanlıkta çok rahat yol bulmamıza yetecek düzeydedir. Aynı aydınlık ışıkla çimlenen birçok tohumun çimlenmesini de teşvik eder. Ayrıca bu ışık geceleri bir miktar fotosentez etkinliği de yaratır. Bu nedenle toprak üstü tüketilen bitkiler bu evrede ekildikleri zaman büyümeleri daha hızlı olur.

Öte yandan Ay takvimine göre çiçekli soğanlar, iki yıllık ve çok yıllık çiçekler, baş soğan, havuç, patates, pancar, turp ve şalgam gibi kök bitkilerini ise Ay küçülürken ekmelisiniz.

Bu evrede sular aşağı doğru çekilmeye başladığı için yumruları ve soğanları besler. Ayrıca Ay ışığı her gece azaldıkça, bitkiler kök, yumru ve çiçek soğanlarını yetiştirmeye teşvik edilir.

Dolunaydan hemen sonraki evre ise, yani dolunay ile son dördün arasındaki zaman, meyve ağacı fidanlarını dikmek için iyi bir zamandır. Son çeyrek aşamasında, yani son dördünden yeni aya doğru olan zamanda herhangi bir ekimden veya dikimden kaçınmak gerekir. Bunun yerine toprağı iyileştirme, yabani otları temizleme, malçlama, kompostlama gibi uygulamalar üzerinde çalışabilirsiniz.