Boğazkesen köprüsü aynı zamanda Tokat-Amasya il sınırını belirleyen  Tozanlı ile Kelkit çayının birleştiği Boğazkesen köprüsü 11 Aralık 2021 Cumartesi günü anlamlı bir etkinliğe sahne oldu.

Kaleboğazı adıyla da denilen bu köprüde Saat: 13.00’de başlayan Basın Açıklamasına Taşova, Amasya merkez, Erbaa, Niksar’dan sivil toplum kuruluş temsilcileri, siyasi parti yöneticileri ve çevre dostu vatandaşlar katıldı. Basın açıklamasını Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı ve Ekoloji Derneği Eş Sözcüsü Süheyla Doğan yaptı.
Daha sonra Amasya adına Recep Zorlukuş, TAŞÇEV Basın sözcüsü Ali Rıza Ağış, Niksar adına Suat Boynudelik ve gazetemiz adına Ahmet Günaydın bölgeyi tanıtan birer konuşma yaptılar.  Basın açıklamasına katılanlar Yeşilırmak nehrinin önceki ve şimdiki durumunu kıyaslama imkanı buldular. 

Bir zamanlar havadaki kuşu kapan KOSKOCA YEŞİLIRMAK NEHRİ’nde adacıkların oluştuğunu, nasıl çaya dönüştüğünü gözlemlediler

Basın açıklamasında;  Şebinkarahisar’ da Çevre Katliamı!, Kelkit ırmağının zehirlenme tehlikesi, içme sularımız ve sulama suyunun zehirlenmesi durumunda  Tarım ve hayvancılığımızın nasıl bir Tehdit altında olduğu ve Sorumluların yargılanması ile gerekli tedbirlerin alınması  konuları vurgulandı.

Giresun'un Şebinkarahisar İlçesinde maden şirketinin atık barajının çökmesi sonucu yaşanan çevre felaketine çevre örgütleri Erbaa'dan tepki gösterdi.

 

Erbaa'nın Kale köyü Boğazkesen köprüsünde bir araya gelen çevre örgütleri Giresun'da yaşanan felakete dikkat çekmek için basın açıklaması yaptılar

 

 

SORUMLULAR YARGILANSIN, GEREKLİ TEDBİRLER ALINSIN! 

Giresun’un Şebinkarahisar İlçesi’nin Yedikardeş Köyü yakınlarında faaliyet gösteren Nesko Madencilik A.Ş.’ye ait “Kurşun, Çinko, Bakır Ocağı ve Zenginleştirme Tesisi” nin atık barajı 18 Kasım’da çöktü ve zehirli kimyasallarla yüklü atık su ve çamurlar Kılıçkaya Barajı’na kadar ulaştı. 

Her ne kadar Giresun Valiliği’nin 4 Aralık’ta yaptığı açıklamada yapılan tahlillerde herhangi bir kimyasal ve mikrobiyolojik kirlenmenin olmadığı ve halk sağlığı açısından herhangi bir olumsuzluk tespit edilmediği belirtilmişse de şirketin ÇED raporlarında, sülfirik asit ve kostik gibi oldukça zehirli kimyasalların kullanıldığı açıktır. Hal böyle iken atık barajının yıkılmasından sonra taşan su içinde zehirli kimyasalların olmadığı açıklamaları inandırıcı değildir. 

Öte yandan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise 4 Aralık’ta twitter hesabından yaptığı açıklamada şirkete en üst limitten 12 Milyon TL ceza kesildiğini ve şirketin faaliyetlerinden men edildiğini açıklamıştır. Şirketin çok vahim bir kusuru olduğu ve çevreye ciddi bir zarar verildiği ortadadır… Yoksa niye ceza kesilsin, değil mi?

 

Olayın ardından bölgede incelemelerde bulunan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, konunun önemine dikkatleri çekmiş ve deprem bölgesi olan ülkemizde maden atık barajlarının ne denli ciddi tehlike yarattığını belirtmiştir. Ekoloji Birliği, Türk Tabipleri Odası, Türk Toraks Derneği gibi kuruluşlar da bu çevre katliamının tehlikelerine dikkatleri çekmiş ve önlem alınmasını istemişlerdir. Ayrıca siyasi partiler de şirket ve görev ihmali bulunanlar hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardır. TEMA Vakfı ise bir video hazırlayarak olayın vehametini ortaya koymuştur. 

Bizler bu bölgede, Tokat ve Amasya’da yaşayan vatandaşlar olarak endişeliyiz. Bu felaketin yoğun tarımsal sulama yapılan yaz aylarında gerçekleşmemesini bölge tarımı açısından bir teselli olarak görüyoruz.Kamu tarafından yapılan açıklamalar ve alınan önlemler oldukça yetersizdir ve inandırıcılıktan uzaktır. 519 km uzunluğundaki Yeşilırmak’ın kolu olan Kelkit Irmağı üzerinde bulunan Kılıçkaya barajının kirlenmesi, tüm Kelkit Vadisini, Suşehri, Koyulhisar, Reşadiye, Niksar, Erbaa ve Taşova’yı, Hasan Uğurlu, Suat Uğurlu Barajlarını ve Samsun-Çarşamba Ovası’nı etkileyecektir. Bu bölgeler tarım ve hayvancılık açısından çok önemlidir. Bölgenin ve ülkemizin gıda ambarıdır. Kelkit Irmağı bölgemizin can damarıdır. 

Kelkit Vadisi’nin ve Yeşilırmak Havzası’nın doğal ekosistemi HES’ler nedeniyle bozulmuşken şimdi de Nesko Madencilik tarafından zehirlenmiştir. 

2006 yılından bu yana madeni işleten Nesko Maden Tic. ve San. AŞ. bugüne kadar kapasite artışı, atık havuzları ve zenginleştirme tesisleri için çoğunlukla “ÇED Gerekli Değildir” kararları ile yol almıştır. Şirketin halihazırda kasım ayında ÇED sürecini başlattığı kapasite artışı ve 2020’de başlattığı ve henüz sonuçlanmayan bir atık havuzu projesi de var. Şirkete ait söz konusu tesislerde daha önce de çevre suçu niteliğindeki benzer eylemleri ile balık ölümleri yaşandığı biliniyor.

 

 

 

Amasya ve Tokat İllerimizde son yıllarda çok sayıda maden ruhsatı verilmiştir. Tokat ve Amasya’nın % 54’ü maden ruhsatları ile kaplanmıştır. Boğalı, Sakarat Yaylalarımız’da, Reşadiye’de, Niksar’da, Taşova’da altın-bakır madenleri çıkarmak isteyen yerli, yabancı şirketler at koşturmaktadır. Bu projelerin hayata geçmesi durumunda, deprem bölgesi olan ve depremin yıkımını zaten çok çekmiş olan bölgemizde olası maden “kazalarının”, atık barajları çökmelerinin yaratacağı tahribatı, yıkımı düşünmek bile istemiyoruz.

Biz bölgemizde ekolojik yıkımlara yol açan, havamızı, suyumuzu, toprağımızı zehirleyen projeleri istemiyoruz. Bizim tarımımız, hayvancılığımız, ormanlarımız bize yeter. Tokat’ın yaprağı, Amasya’nın elması bizim altınlarımızdır. 

Tarım ve hayvancılığımızın geleceğinden, yaşamlarımızdan endişe ediyoruz;

 

 

 

• Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nı bölgemizdeki metalik madencilik ruhsatlarını ve Nesko Madencilik’in tüm ruhsat ve izinlerini iptal etmeye,

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Giresun Valiliği’ni Nesko ve diğer madenlerde gerekli denetim görevlerini gerçekleştirmeye ve etkilenen tüm alanlarda gerekli ölçüm ve tahlilleri yaptırarak şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşmaya, 

• İlgili bakanlıkları maden faaliyetlerindeki sicili bozuk olan Yıldızlar Holding’in bir iştiraki olan Nesko Madencilik’e ait Bakır Madeni Projesini tamamen kapatmaya ve alanı rehabilite etmeye,

• Nesko’nun sebep olduğu bu kirlenmeden tarlaları etkilenen köylülere tazminat ödemesi ve işten çıkartılan işçilerin yasal haklarını vermesi ve yeni iş olanakları sağlaması için kamunun yaptırımda bulunmasına,  

 

• Giresun Cumhuriyet Başsavcılığı’nı, Nesko Madenciliğin proje, yapım ve denetim sürecinde ve ÇED sürecinde görev ihmali olan herkes hakkında soruşturma açmaya ve gerekli cezaya çarptırmaya çağırıyoruz.

Kelkit Vadimizi, Yeşilırmak Havzamızı, dağlarımızı, yaylalarımızı, yaşam alanlarımızı yağmacı ve talancı şirketlere ve onların iş birlikçisi sisteme karşı koruyacağız. Konunun takipçisi olacağız.

KARADENİZ’İN ÜSTÜ ALTINDAN DEĞERLİDİR!

YEŞİLIRMAK, KELKİT IRMAĞI CAN SUYUMUZDUR, ZEHİR AKMASIN!