İrade
Millet iradesini bazılarının keyfiyetine gelişigüzel kullansın diye sunmaz sunmaz.
İradeyi Millet yoktur,
Milletin iradesi vardır...
O da milletin ta kendisinir. Namusudur, vicdanıdır; Özgür iradesidir. Aksi haramdır. Dinimizde de yeri yoktur. Dinin şartı bile “Akıl ve İrade dir”. Gördünüz mü iradenin önemini.
Nefislerini kirletip örtenler ziyana uğramışlardır.
Aklını kullanmayanlar nefislerine uyumuşlar, nefislerini Tanrı edinmişlerdir.
İşleri güçleri,nefislerini, arzularını tatmin etmektir. Hz.Ömer; “Benim Dünyada en azılı düşmanım nefsimdir” demiştir. Yani iradelerine yeterince hakim olamamışlar ve kullanılmamışlardır. Ziyana uğramışlar mağdur olmuşlardır.
Peygamberim, Hristiyanların İsa'yı övdüğü gibi beni övmeyiniz. Ben de Allah'ın kuluyum. Siz de bana Allah'ın elçisi ve kulu deyiniz buyurmuştur.
Bugün olduğu gibi herhangi bir partiye oy verenler, oyları berat sayanlar ve cennete gideceğini sananlar, Allah'ın vasıflarını üzerinde toplamış diyenler, birer zavallılardır, şaşırmış sapıtmışlardır. Şirk koşmaktadırlar.
Ahlak; insanlara karşı düşünce ve davranışlarımızı düzenleyen hükümlerdir.
Biz de Peygamberimizin güzel ahlakından da kısa da olsa bahsedelim dedik.
-Nefsi için hiç kin tutmamış,öç almamış, kimseye sövmemiş, dargın durmamış.
-İnsan haklarına kusurların bağışlanmasına, mal, Can ve namus güvenliğine önem vermiştir.
Zulmü lanetlemiş, Adalet ortak yoldur demiştir.
-Haramdan kaçının, kişi haklarına saygı gösterilmesini, hainlik edilmemesini, insaflı davranmam davranılmasını istemiştir.
-Yargıda adil olunmasını, istemiş haklıya hakkını, haksıza cezasını vermek emanetlerini ehline tevdi etmektir demiştir.
-“Yüce Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaletle hüküm verin” buyurmuştur.
-“Bizi aldatan bizden değildir” demiştir
-Her işi yerli yerinde, görevlerini en iyi yapana tevdi edin demiştir.
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur;
“İŞLER EHLİ OLMAYANA VERİLDİĞİ ZAMAN KIYAMET SAATİNİ GÖZLEYİN”
Yukarıdaki nasihatlerin, güzel ahlakın, biz millet ve yetkililer olarak neresindeyiz bakalım.
1- Temel haklar lütuf sayılıyor, sanki yeni icat edilmiş gibi.
2- Adalet bahşiş kapısı sayılıyor. Adaleti herkes kendine uydurmaya çalışıyor. Örnek mi?
Devletin yetkili organlarında birisi diyor ki;”Adalet benim arkamdan gelecek. Gerçek sahibi de bu bizim işimiz”(Yani Adalet Bakanlığı) Adalet kimsenin peşinden gitmez. Biz de diyoruz ki Adalet mülkün temelidir. Hiç kimsenin tekelinde değildir.
3- Hiç kimse makam ve memuriyet itibariyle, özellikle parti teşkilatları hâkim ve savcıları kendi istekleri ve amaçları doğrultusunda kullanamazlar, Onlar bağımsızdırlar, vicdanları ile ettikleri yeminle çalışırlar, kimsenin emir erleri değildir. Cübbelerinde düğme yoktur. Kimsenin önünde eğilmezler.
4- İnsanlar akıllarını, iradelerini çok iyi kullansalardı, aklı yalan, bilimi dedikodu, akademisyeni yandaş olarak görmeyeceklerdi. Nefislerine yenik düşmeyecek, şeytanın düşmanlığı ile karşı karşıya kalmayacaktı. Bu durum herkes için geçerlidir.
5- Hazine Bakkal defteri gibi oldu. Bakkal batınca eski defterleri karıştırırmış. Herkes bir şey söylüyor. Hasan ağanın böreği ye kürküm ye. Ülkemiz çok zengin, kardeşim. Yedi düel saldırdıı teslim olabildiler mi? Bu da olmayacak. Ancak HAZRETİ ÖMER’in adaleti uygulansın. Kendi işinde kendi mumu, devletin içinde ise devletin mumu prensibi uygulansın.
- Nimetleri fani olan bu dünyayı aşağı tut,
- Sonu pişmanlık olmayan kendine doğru bir yol tut.
Borç yiyen kesesinden yer derler; işte bu çok tehlikelidir. Borçlanarak zenginleşemezsiniz. İşçiler haklarını alamayınca kendilerini köle, emekliler de dilenci gibi görür.
Yasaları hiçe sayan, çalan, çırpan, yolsuzluk yapan, yetim hakkı yiyen, üç beş çapulcu da kendini zengin Karun sanıyor. Şu gavur parası var ya bizi ne hale getirdi. Nefsimize yenik düşürdü. T.B.M.M.’si Demokrasinin beşiği değil mi?
Milletin makus kaderi burada çizilmiyor mu? Milletin tertemiz iradesini sizlere teslim etmiş, inanmış, güvenmiş,ne yapıyorlar? bu kutsal mağbet Tiyatro salonuna çevriliyor. Milletin akıl hocalarının bulunduğu yer, idare edildiği yer değil mi? Bazı imamlarda, bazen siyasetle işini birbirine karıştırıyor. Herkes işini yaparsa millete güven verir. Elinin hamuruyla kişi işine karışma derler. Biz buna yaranma diyoruz.
Demokrasi herkes için vardır. Millet eşit seviyede yaralanmalı. Herkes işine geldiği gibi kullanamaz. Seçimlerde “Milletim” diyeceksin, işine gelmediği zaman “Zillet” diyeceksin. Millet maraba takımı değil ki istediğin gibi kullanasın.
Demokrasi nalıncı keseri değil, istediğin gibi kullanamazsın. Özellikle de Devlet Büyüklerine karşı, provokasyon adı altında, medyayı da arkalarına alarak terbiyesizce ve hayasızca sağa sola saldırıyorlar, yazık günah. Nereden gelirse gelsin, yapanın yanına kar kalıyor. Sormazlar mı, özgürlük demokrasiyi bunun neresinde? Ekşi sirkenin küpüne zararı vardır. Küp bir gün kırılır da farkına bile varmazlar.
Dış güçler de diplomasiyi okey masası gibi kullanıyorlar ve bize de bu oyunu ortak etmek istiyorlar. Osmanlı’dan bu yana çok denediler olmadı. Zaman zaman oyuna da gelmiyor değiliz.
Türkiye Cumhuriyeti bir kabile Devleti Değildir. Misak-ı Millî hudutları içerisinde 20.yüzyıla damga vurmuş mucizedir.
Milletimizin kaderi kendi elindedir.
Aklını ve Özgür iradesini olumlu, bilinçli kullandığı takdirde başaramayacağı hiç iş yoktur.
Saygılarımla
Ali TAŞ
İYİ PARTİ TAŞOVA İLÇE BAŞKANI