Taşova Net | Taşova Gazetesi - Son Dakika - Taşova Haberleri -
HV
29 MART Cuma 13:22

ÖĞRETMENLERE BU ÖFKE,BU KİN NİYE?

Necip Erkan
Necip Erkan
Giriş Tarihi : 20-08-2020 09:10

Merhabalar taşova.net okurları

Son yıllarda ülkemizde garip ve sevimsiz bir anlayış türedi. Devamlı öğretmenleri eleştirme, hakaret etme, tatillerine ve maaşlarına dil uzatıp itibarsızlaştırma vs.

Özellikle Pandemi süreciyle birlikte Sosyal medya başta olmak üzere, bu saldırılar bütün mecralarda iyice arttı. Son olarak okullarda yapılması gereken seminer çalışmasının online olarak yapılma isteğinden sonra kıyamet iyice koptu. Korona tablosu şu durumdayken, vakalar yükselişe geçmişken, on binlerce öğretmeni sadece 5 gün için binlerce kilometre oradan oraya sürüklemenin bence de bir mantığı yok. Ayrıca ben öğretmenlerin okuldan, öğrenciden ve mesaiden kaçtığını düşünmüyorum. Hatta bu durumdan çoğunun rahatsız olduğunu da adım gibi biliyorum. Sonuçta herkes kendi düzenini özledi ve belirsizlik hiçbir öğretmenin hoşuna gitmiyor.  Deseler ki yarın okul açılıyor, dersler başlıyor, bu durumdan tüm öğretmenler inanın mutlu olacaktır.

Bu son seminer kararı bile, tamamen Milli Eğitim Bakanımızın “öğretmenler yatıyor” algısıyla baskı altında bırakılmasından dolayı alınmış bir karardır. Öğretmenler neden bu kadar değersizleştirilmeye çalışılıyor? Bugün öğretmen bir markete veya herhangi tanıdık bir esnafa gittiğinde “hadi hocam yine iyisiniz, okullar bu sene de açılmaz,güneye tatile gidersiniz” gibi boş boş, imalı sözlere muhatap oluyorlar. Okulları açmayan Hükümet- Bakanlık ve Bilim Kurulu ama akşama kadar hakaret yiyen öğretmen camiası.

Halbuki pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte bir çok öğretmen uzaktan da olsa öğrencileri için gereken her şeyi yaptı. Şimdi bazılarına online eğitim sistemi dışarıdan ne kadar rahat görünse de, yüz yüze eğitimden daha zor olduğunu ve öğrenciye bunu aktarmanın zorluğunu ancak işin içindeki öğretmenler bilir.

Yine  “Vefa Destek Gruplarında” binlerce öğretmen görev aldı. Pandemi başladıktan sonra Meslek Liselerinde, Halk Eğitim Merkezleri’nde bir çok öğretmen gönüllü olarak görev alarak milyonlarca  dezenfektan malzemesi, maske, bone, tulum ürettiler.

Her meslekte olduğu gibi öğretmenlik mesleğinde de işini doğru yapan ve yapmayan insanlar var. Bazı öğretmenlerin pandemi döneminde öğrenci ve velileriyle düzgün bir iletişim kurmamaları, yine belli bir kısmının kendini geliştirmeye kapalı olması, teknolojiyi reddetmesi gibi durumların eleştirilmesi elbette doğaldır. İşte asıl yapıcı olan eleştiriler bunlardır. Elbette öğretmen camiasının da tenkit edilecek çok yönü var. Ama o ayrı konu. Merak etmeyin eğitim camiası zaten bunun farkında. Bugün kimse çıkıp ta, eğitimde 1 numara olduğumuzu iddia etmiyor. Herkes yaşanan olumsuzlukların farkında. Yapılan eleştirilere bakınca sanırsın ki, bu ülkede bütün meslek grupları işini dört dörtlük yapıyor, sıkıntı sadece öğretmen camiasında.

Yıllarca 3 ay tatili dillerine doladılar( aslında doğrusu 2 ay) Fakat aynı kesim başka meslek gruplarının da buna benzer izin haklarını asla gündeme getirmediler. Varsa yoksa öğretmenler. Aslında bütün bu izinlerin, tatillerin mantıklı sebepleri vardır. Şimdi öğrenci yazın evindeyken. tatildeyken öğretmen okula gelip te bomboş sınıfta ne yapacak?

Bu Covid-19 denen virüsü öğretmen camiası Fen laboratuvarında bilerek isteyerek çıkarmadı ya…Niye kendi elimde olmayan sebeplerden dolayı çalışamadığımda ,devletimin benim ihtiyaçlarımı karşılaması,maaşımı vermesi bazılarının zoruna gidiyor ki? Hani daha düne kadar böyle yapan yabancı ülkeleri göklere çıkarıyordunuz ya? Eeee noldu şimdi? Ne olmalı yani? Öğretmen maaş alamayıp aç mı kalsın, çoluğu çocuğu mağdur mu olsun?

Ülkedeki bütün memur kesiminin maddi açıdan iyileştirilmesi, daha iyi koşullara sahip olması gerektiğinin konuşulması lazımken, bizde tam tersi öğretmenin aldığı maaş polemik konusu yapılıyor.Bırakın bu ülkede hastanedeki doktor da hemşire de,subay da,polis te,uzman çavuş ta, fabrikadaki işçi de, belediyedeki memur da,sokaktaki simitçi de emeğinin karşılığını alsın,bu süreçte işini yapamayan,zorluk çeken herkes geçimini sağlasın.

Öğretmenlere bir hak tanındıysa, o da haliyle bunu kullanır.Aynen diğer meslek gruplarının kendi özel haklarını kullandığı gibi. Efendim, işte tatili çokmuş, diğer mesleklerde bu kadar tatil yokmuş. Öğretmen zaten bu şartları bilerek tercih yapıyor. Üniversite tercihleri yaparken öğretmenliği beğenmeyip küçümseyen “ne yani öğretmen mi olacağız veya hiçbir şey olamazsan öğretmen olursun” gibi kibirli düşüncelere takılanlar, bugün gelmiş “öğretmenler gereksiz yere fazla maaş alıyor” diye hakaret ediyorlar. Sonuçta meslek seçimi bir tercihtir. Herkes kendi istediği mesleği yapar. Üstelik senin seçtiğin mesleğin şartlarını da öğretmenler belirlemedi. Bu ülkede adaletsiz şekilde fahiş paralar kazanılan onca iş varken, öğretmenlerin aldığı maaşa laf edenler aslında kendi ayaklarına kurşun sıkıyorlar da farkında değiller.

 Siz hiç Doğu ve Güneydoğu’da adını bile doğru telaffuz edemediğimiz ilçe ve köylerde dağ başında tek başınıza birleştirilmiş sınıf öğretmenliği yaptınız mı? Ben yaptım. İyi bilirim. Oralarda teröristlerce şehit edilen yüzlerce öğretmeni bilir misiniz?  Yine Ağrı –Doğubeyazıt’ta köy okulunda sınıfta soba yakmak isterken yanarak ölen gencecik Aysun ve Burçin öğretmenleri bilir misiniz? Veya 22 yaşında “ben öğretmen oldum” diye sevinçle sosyal medya paylaşımı yapan, doğuya tayini çıkınca kaçmak yerine görevini yapan gencecik, umutlu ve mutlu yarınlara yürümesi gerekirken onun yerine kahpece bir saldırıda hayatını kaybetmiş Aybüke öğretmeni..  İşte öğretmenlik hiç te öyle dışarıdan görüldüğü gibi değildir.

Son olarak ,sözüm yine öğretmenlere kin kusanlara,nefret saçanlara…Bugünlerde yapacağınız en iyi şey öğretmenlerle uğraşmaktan çok, Covid-19 kurallarına uyarak bir an önce okulların açılmasını sağlamak.

Sevgi ve saygılarımla.

                                                                                          Necip ERKAN

YORUMLAR
Reklamı Geç
Advert