Taşova Net | Taşova Gazetesi - Son Dakika - Taşova Haberleri -
HV
19 MART Salı 07:17

TAŞOVA BELEDİYESİ’NİN LOGOSU ÜZERİNE

Gültekin ERDAL
Gültekin ERDAL
Giriş Tarihi : 03-05-2020 20:08

TAŞOVA BELEDİYESİ’NİN LOGOSU ÜZERİNE

 

Algısal olarak şirketleri insanlara benzettiğinizde, insana ait terimleri kullanarak şirketlerin bir ruhu, yaşam biçimi, olayları karşılayış ve davranış şekli olduğunu söyleyebiliriz. Bu benzerlik bize, şirketleri temsil eden logolarla insanların oluşturduğu toplum kültürü arasında bir bağ olması gerektiği düşüncesini verebilir. Toplumun örf ve adetleri, gelenekleri, dini inançları ve hatta kılık kıyafetleri gibi yaşamsal kültürlerini logoların formlarında, renklerinde, altrubilerinde ve allegorik anlatımlarında görebiliriz. Bu nedenle kamusal iletişim aracı olarak kent logolarında, insancıl ve sosyal yaşantı göstergelerini aramak haklı bir beklenti olacaktır. Zira yönetim ve etkin toplumsal iletişim gibi çağdaş yönelimler doğrultusunda yerelin, yapılan hizmetlerden haberdar edilmesi işlevinin görsel ve algısal olarak tanımlanması kent logolarının temel görevidir.

Günümüzde kentlerin, kendilerini logolarında anlatma ve logolarıyla akıllarda kalma girişimleri, onlara rekabetten kazanım elde etmek isteyen bir kamusal şirket görünümü kazandırmıştır. Diğer kent görselleriyle birlikte logoların, iyi bir kent imajı ve kentsel simgeciliğin ayrılmaz parçası haline gelmiş olması kaçınılmazdır. Temelde tüm logolardan beklenenler aynı olmasına karşın kent logolarının, potansiyel ziyaretçilerin de kenti sevipsahiplenme duygusunu güçlendirmesi beklenir. Bu da tanıtmanın ötesinde, yaşanılan yere saygı gösterilmesini sağlamakla mümkündür.

Marka veTaşova

Basit tabirle marka; bir ürünün, bir şeyin tanınması ya da bilinmesidir. Hayatımızın içinde yer alan ya da yer almayan, duymuş olmamızın yeterli olduğu her şey bir markadır. Üreticisi olduğumuz düşüncelerimiz bile bir çeşit markadır. Bunun nedeni ise markanın geleneksel pazarlama anlayışı içinde ürüne ait bir imaj yaratmasıdır. Yaratılan imaj doğrultusunda yaşadığımız yer, bölge ve kent de birer markadır. Bunca çok markanın içinde “seçilen” ve “beğenilen” olmak, zor ve uzun bir süreçtir. Çünküküreselleşme bir yandan dünyayı küçültürken diğer yandan paradoksal biçimde parçalanmakta olan farklılıkları vurgulamış ve yerel kültürlerin çeşitliliğini ortaya çıkarmış, hatta yereller ya da kentler arasındaki rekabeti de kamçılamıştır. 

Taşova, tarım şehridir. Dolayısıyla Taşova’nın tarım ürünleriyle tanınmasından daha doğal bir şey olamaz. Şiirlere, resimlere, kitaplara doğallığıyla, saflığıyla konu olmaktan daha onurlu ne olabilir ki? Taşova Gazetesinde ilgiyle okuduğum, Ramazan Turgut imzalı, Selçuk Ulger röportajıtamda konuyla örtüşüyor. Nefis anlatımıyla Ulger, Enver Gökçe anılarına yer veriyor:

Ve seksenli yılların sonu…

İzmir’de, tarım fakültesindeyim. Arkadaşlarımla toprağı, suyu, tütün yetiştirmenin zorluğunu öğrendiğimiz yıllar. Kaldığımız öğrenci yurdunun penceresinden Bornova kırlarına bakarak coşkuyla okuduğumuz başucu şairlerimizden biri de Enver Gökçe artık…

“Biz olmazsak gökyüzü, biz olmazsak üzüm,

Biz olmazsak üzüm göz, kömür göz, ela göz;

Biz olmazsak göz ile kaş, öpücük, nar içi dudak;

Biz olmazsak ray, dönen tekerlek, yıkanan buğday,

Ayın onbeşi;

Biz olmazsak Taşova’nın tütünü, Kütahya’nın çinisi,

Yani bizsiz,

Anne dizi, kardeş dizi, yar dizi

Güzel değildir”. (Turgut, 2013:Taşova Gazetesi)

 

            Şiirdeki kilit nokta, biz olmasak… Neyin önemi olurdu ki? Doğanın güzelliğine tanık olmasak, tanıklığımızı tanıtmasak, tanıttığımızla gururlanmasak yaşamın anlamı olur mu? Enver Gökçe’nin unutulmaz Taşova tütününü şiirinde ölümsüzleştirmemiş olsaydı, hala tütünü konuşur olur muyduk? Taşovalılar olarak Gökçe’nin ismini, Taşova’da bir yere vererek yaşatsak, en az tütünümüz kadar Taşova da konuşulmaz mıydı? Vefa borcu ödenmiş olmaz mıydı? Anadolu’nun unutulmuş bir ücrasında, yıldızı parlayan bir umut olmaz mıydık?

Ancak buradaki asıl konu Taşova’dır. Taşova için marka kent olmak,sadece kentsel alt yapıyı tamamlamak veya tamamlamaya çalışmakla yeterli olmayabilir. Önemli olan kenti dışa açmak ve yabancı yatırımcıları, alıcıları, turistleri artan oranlarla kente çekmektir. Coğrafi olarak avantaja sahip her şehir gibi Taşova da kendi kaynaklarıyla büyümeyi başarabilir. Tek görünen sorun, kurumsal yapının henüz tamamlanmamış olmasıdır. Kurumsal yapının en belirgin göstergesi ise ebetteki kent logosudur. Yani kenti temsil eden yerel yönetim logosu. Ne yazık ki Taşova kent logosu amatör bir görünüm sunmaktan öteye gidememektedir. Oysaki kent logoları, kenti merak ettirir, hayranlık uyandırır ve ilk fırsatta ziyaret etme isteği uyandırır. Konuyu pekiştirmesi adına, Yılmaz Özdil anlatımıyla 1933 yılına ait önemli bir anekdot tanıtımın önemini vurgulamaktadır:

Türkiye Cumhuriyeti onuncu yılını kutlarken Roosevelt, ABD başkanı seçilmişti.

Roosevelt pul meraklısıydı.

Mustafa Kemal özel olarak hazırlattı, Türk posta pullarından zamksız bir seriyi Beyaz Saray’a gönderdi.

Üç kuruşluk pul, paha biçilmezdi.

Roosevelt derhal teşekkür mektubu yazdı.

Aziz Cumhurbaşkanı,

Çok kısa süre içinde gerçekleştirmiş olduğunuz harikulade eseriniz (Türkiye Cumhuriyeti) karşısında duyduğum heyecanı dile getirmek isterim.

Nadir olan istirahat zamanlarımda, bana göndermek lütfunda bulunduğunuz Türk Posta Pulları Koleksiyonu’nu seyretmekteyim.

Pullar üzerinde resmedilmiş olan manzaraları bir gün kendi gözlerimle görmeyi ümit ediyorum.

Samimi saygılarımla ve güzel temennilerimle,

Vefakarınız,

Franklin D. Roosevelt”

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal, Türkiye’ye hiç ayak basmamış ABD başkanına pullar üzerinden seyahat yapma imkânı vermekle kalmamış, Türkiye’ye uzaktan bir merak ve hayranlık duymasını sağlamıştır. Türkiye Roosevelt için merak uyandıran, gelmek, görmek isteği marka ülke olmuştur.

 

Merak uyandıran kent olarak Taşova:Tüketici bakış açısıyla marka, ürünün önemli bir parçasını oluşturmakla birlikte ürüne değer kazandıran bir nitelik taşımaktadır. Ürün olarak Taşova ise, bu konuda hiç küçümsenmeyecek ve marka değerini arttıracak girişimlerde bulunmuştur. Kentsel dönüşümü, çevre düzenlemeleri ve en önemlisi de Türkiye’nin aranan tarımsal ürünleri yetiştiriyor olmasıdır. En başta Taşova’nın meşhur çiçek bamyası, kirazı, elması bir kent için aranan marka değerleridir. Borabay gölü, 35 metrelik Baraklı Şelalesi, irili ufaklı göletleri, barajları ve yaylaları ile Taşova markalaşma yolunda bir adım öndedir. Ancak unutulmamalıdır ki marka ve markalaşma önemli bir yatırımdır. Her yatırım gibi başarısızlık riski yüksektir. Ancak dikkatli planlandığında getirisi tahmin bile edilemez. Bu nedenle Taşova’nın marka değerlerini ön plana çıkartmak ve logosunda vurgulamak doğru bir adım olacaktır.

Kurumsal yapısıyla Taşova:Görsel kimlik bir markayı var eden, beyinlerde algılanmasını, yer etmesini sağlayan en önemli unsurdur. Aristo’nun “tüm algılar gözle başlar”sözü özellikle marka ve kurum kimliği açısından doğrudur. Psikoloji araştırmaları, insanların resimler konusunda mükemmel bellekleri olduğunu göstermiştir. Resimler, kelimelere nazaran oldukça farklı etkide bulundukları için sürekli hatırlanabilmektedir.

Taşova, sadece tarımsal yapısıyla değil, resim olarak ta markalaşmalıdır. Kentsel hatırlanabilirlik, kentsel marka kimliğini betimleyen logolar, marka kimliğini oluştururken, temsil ettikleri kentler hakkında bilgi de aktarırlar.  Oluşturulan kent imgesi, algılayıcıda kent ile iletişim köprüsü kurar ve öyküler. Kentin çağdaş ve insan odaklı yapısı, logosunun sadeliğinde ve anlaşılır özelliğinde anlatılır. Kent logoları, kent markalarının tanınır ve tercih edilir olmasında, bir ürün olarak tüketilmesinde önemli katkılar sağlar. Marka olarak kent, logo olarak görücüye çıktığında kurumsal yapılanmanın dönülmez yükselişinde yol almaya başlamış demektir. Çünkü “çoğu zaman markayı geliştiren ve marka farkındalığı yaratarak markanın bir dünya markası olmasını sağlayan, tasarım güçleridir. Bu nedenle sadece Taşova Belediyesi’nin değil, Taşova şirket ve STK’ların da kurumsal kimliklerinin tamamlanmış olması, yanlış anlaşılmalara yol açmayacak logo tasarımlarına sahip olmaları önemlidir.

Logonun Tanımı:

Logo,  Yunanca Lógos (λόγος)sözcüğünden türemiştir. Logo, bir veya birden fazla kelimeden veya kelime ile resimlerin birleşmesinden oluşabilir.Günümüz iş dünyasında logolar, özellikle kimlik algısı yaratma bağlamında güçlü enstrümanlar olarak görülmektedirler. Günlük hayatımızın hemen her anında karşımıza çıkan logo ve amblemler, çoğu zaman fark edilmeseler de mitolojik bir algının izini taşırlar. İçten içe merak uyandırarak akılda kalırlığı arttırırlar.

 

Logolarının Özellikleri ve Kent Logoları

Semiyotik, sadece sembollerin bilimi olarak algılanmamalıdır. Aynı zamanda semiyotik iletişimve bilişim teorisinin ön şartını oluşturmaktadır. Çünkü bu teori,sembolleri katı bir şey olarak algılamayıp, üçlüşekilde birbirlerini etkileyenoluşum olarak algılamaktadır. Üçlü oluşum;

  1. Semboller (logo, ses, isimler, vs.)
  2. Objeler
  3. Şahıslardır.

 

Bernard Pottier, kent logolarının, diğer logolar gibi kentsel uzamda her bakışa açık ve her bakışa doğrudan yönelen görsel metinler olarak tasarlandığını, çizgisel olarak üretilmiş kurgu metinlerin görselin egemenlik alanına sunulduğunu ileri sürmektedir. Her metin gibi kentsel logolar da kendine özgü bir öyküyü, kurguyu, tasarımı, hatta kendine özgü “tamamlanmış” bir söylemi içselleştirir. Bu doğrultuda yi bir kent logosu, anlatmak istediği şeyi hızlı, kolay ve doğru bir şekilde anlatmalıdır. Özellikle de kent logolarında, kentin hangi yönünün anlatılacağı önceden kararlaştırılmalıdır.Unutulmamalıdır ki bir kent logosunda, kentin birden fazla özelliği anlatılabilir ancak birden fazla kavram sorunlar yaratır. Başka bir deyişle; kentin tarihi, doğası veya coğrafi özellikleri logoda anlatılabilirken din, dil, ırk gibi soyut kavramlar anlaşılamayabilir ve hatta yanlış imajlar oluşturabilir. Bu nedenle özellikle de kent logoları:

  1. Tabela gibi kullanılmamalı, kente ait her şey logoda olmamalıdır,
  2. Kent logolarında kentin en belirgin ve bilinen özellikleri öncelikli olarak kullanılmalıdır,
  3. Kentin marka olmuş ürünü, binası, hizmeti gibi akla ilk gelen değerleri varsa, logoda mutlaka kullanılmalıdır, (Örneğin, Taşova bamyası, Borabay gölü, Baraklı şelalesi, Bursa şeftalisi, Kemalpaşa tatlısı, şelalesi, İnegöl köftesi gibi.),
  4. Tüm logolar gibi kent logoları da mümkünse tek renk ya da en fazla üç renk olmalıdır,
  5. Fotoğraflar doğrudan kullanılmamalıdır,
  6. Logoda kullanılan objeler grafiksel olarak çizilmeli, sadeleştirilmeli, net ve anlaşılır olmalıdır,
  7. Logo, büyütülüp küçültüldüğünde değer kaybetmemelidir,
  8. Logo, bir tıkla siyah-beyaz değere dönüştürülebilmelidir.
  9. Tasarımcı, beynin objeleri algılama şeklini göz önünde bulundurmalı, sol beyne hitap eden yazının somut bir nesne olarak algılanabilmesi için, basit ve net olmasına, sağ beyne hitap eden resimlerin (kente ait tarihi yapılar, bölgesel sebze-meyveler veya kişiler vs.) ise duygulara hitap edecek şekilde sadeleştirilerek tasarlanması önemlidir.
  10. Tasarımcı objelerden bağımsıztasarımlar da gerçekleştirebilir. Kentin mitolojik veya coğrafi özellikleri soyut olarak verilebilir. Sadece renk, leke veya ışıklarla da “kentin havasını yansıtabilecek” çarpıcı logolar tasarlanabilir.

 

 

Taşova Belediyesi Logosunun Değerlendirilmesi

 

Olgusal Anlam:Bu değerlendirmenin amacı, logoda ilk bakışta nelerin göründüğü ve logo tasarlayıcılarının izleyicisine ilk önce hangi kent kavramının verilmesini hedeflediklerini ortaya koymaktır. Olgusal anlatımda, izleyiciye “kavram”lar verilmeye çalışılır. Bu kavramların sayısı arttıkça, logoların anlaşılırlığı ve akılda kalıcılığı azalır. Olgusal anlatım, logo tasarımında dikkat edilmesi gereken en önemli kısımlardan biridir. Zira yapılan araştırmalar, insanların ilk üç saniyede gördükleri şeylerden etkilendikleri ve etkilendikleri ölçüde akılda tutabildiklerini ortaya koymaktadır. Bu gösteriyor ki logonun olgusal anlatımı, kentin vitrini durumundadır. Bu vitrin ne kadar çok şeyledoldurursa, o kadar karmaşa yaratılmış olur.

Çözümleme:Taşova Belediyesi kent logosu izleyicisine, 3 parçada 4 farklı olgusal anlatım görseli sunmaktadır. Bu, anlaşılırlık ölçülerinin üstünde bir kavram aktarımıdır. Bu tür logoların çoğunlukla başarılı olma ihtimalleri yoktur ve akılda kalabilmeleri mümkün değildir. Tasarımcıların kentte olanların aksine, olmasını istedikleri şeyleri ön plana çıkartmak istemeleri, insani olarak anlaşılabilir ancak, kent markası oluşturma süreci için anlaşılamaz bir tutumdur. Bu tutum kente daha çok zarar verebilir, kentin akılda kalıcılığını azaltabilir, sıradanlaştırabilir, yaşam şehri olgusundan ve hatta marka ürün olarak tüketilmesinden uzaklaştırabilir. Bu bağlamda Taşova kent logosunda:

  1. Parça:

Bayrak olgusu:Kırmızı dairesel parçanın içinde beyaz rengiyle ilk görünen olgudur. Logoyu tasarlayanlar kent önceliğini bayrak olgusunu vermeye özen göstermişlerdir. Logoyu ilk kez gören yerli veya yabancı izleyicinin muhtemel düşünceleri şöyle olabilir:

  1. Türklerin oluşturduğu bir yerleşim kenti; doğru bir çözümleme, ancak Türkiyedışındaherhangi bir ülkede bir kent olsaydı, anlamlı olurdu.
  2. Türk bayrağı sevgisi;doğru bir çözümleme, ancak bayrak sevgisi belli bir bölgeye, ile, ilçeye veya zümreye özel değildir. Kaldı ki logodaki ay yıldız, Türk bayrağı kanunlarına uygun çizilmemiş, ay üst kısımdan uzatılarak ölçeler değiştirilmiştir. Yıldız olması gerekenin aksine hilalin içine girmiş bayrak ölçü açısından değiştirilmiştir. Olması gereken ölçülendirme aşağıda gösterilmiştir.

 

 

  1. Milliyetçilik içeriği olan bir kent; yanlış çözümleme. Bayrak milliyetçiliği değil, bağımsızlık sembolüdür. Bağımsızlık bir ulusun birleştirici ve namus timsalidir. Arif Nihat Asya’nın “Bayrak” şiirindeki "Bayrakları bayrak yapan üstünde ki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." Dizelerinde bayrağın anlam ve önemine vurgu yapılır. Bu şiir, Türk bayrağının tarihine hitaben yazılmıştır. Her ulus için bayrak özel ve kutsaldır.  Bayrak için şiirler, hikâyeler, tiyatro eserleri yazılmış, sinema filmleri çekilmiştir. Bu millet bayrak için binlerce şehit verdi.  Mehmet Akif Ersoy'un "Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor / Bir hilal uğruna ne güneşler batıyor..." dizelerinde buna atıfta bulunulur. 
  2. İdeolojik yaklaşım; yanlış çözümleme, marka oluşturma sürecinde ideolojilerin yeri yoktur.
  1. Bamya olgusu:Bayrakolgusundan sonra, en fazla dikkat çeken ögelerden biridir. Ayrıca yeşilden beyaza deglare geçişle logoda rahatsız edici bir görevi de üstlenmiştir. Bamya figürünün renk geçişi logoda ayrıştırıcılığının yanında logonun basım tekniğini de zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte;
  1. Deglare yeşil-beyaz renk, her ne kadar pastel tonlarda da olsa kırmızı ile uyumsuzdur. Ayrıca renk geçişli logoların çoğaltılması zor ve pahalıdır.
  2. İyi logolarda siyah beyaz denge kolay kurulur. Ancak bu logoda siyah beyaz denge kurulması mümkün değildir.

 

  1. Parça:

Akdağ Olgusu: Akdağ deniz seviyesinden en düşük noktası (160 m) ile Taşova – Umutlu Köyünde Hasan Uğurlu Barajı’nın su toplanma alanının başladığı noktasında Taşova bağlantısı vardır. Akdağ’ın logoda yer alması doğru bir yaklaşım olabilir. Ancak:

  1. Akdağ Taşova bağı vardır: Doğru bir çözümleme, ancak her bağ ilçeyle özdeşleşmeyebilir. Taşova dendiğinde Akdağ akla gelmiyorsa, logo önceliği tekrar düşünülmelidir. Çünkü kent logolarında, kente mal olmuş, onunla anılmış değerlere yer verilmesi daha doğrudur. Bu anlamda bamya olgusu oldukça doğru bir seçimken, bamyanın resmedilme şekli o derece yanlıştır.
  2. Logoya renk katıyor, güzel gösteriyor; kesinlikle yanlış bir çözümleme. Logolar resimsel değerlere sahip olsalar da resim değildirler. Güzel olmak gibi bir amacı yoktur. Mesajı doğru ve hızlı vermek zorunluluğu vardır. Estek çözümlemesi, mesajı kirletmeden veya değiştirmeden verdiği sürece doğrudur.

Köprü Olgusu:Taşova Belediyesi logosunda köprü, oldukça geniş bir yüzeyde etkili bir görünüme sahiptir. Yeşil alan üzerinde beyaz rengiyle net görünebilmektedir. Bu büyüklük ve farkedilebilir, sama köprünün Taşova için çok önemli olduğunu gösterir. İzleyiciye verilmek istenen muhtemel mesajlar;

  1. Taşova’nın tarihi asma köprüsü var; yanlış çözümleme. Logodaki köprü mesajını alıp gelen yabancılar, görecekleri gerçek köprü ile hayal kırıklığına uğrayabilir, harcadığı zamanı kayıp olarak değerlendirebilir ve hatta Taşova imajı yara alabilir. Bu tür imajları düzeltmek ise çoğu zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle köprünün logoda yer alması doğru tercih değildir.
  2. Köprü turistik özelliğe sahip; yanlış çözümleme. Turistlerin görmek istedikleri şeylerin, tarihi geçmişe sahip, özel malzemelerle oluşturulmuş veya ilgi çekici, yaşanmış özel bir hikayesi olmasına özen gösterir. Taşova asma köprüsünün maalesef hiçbir özelliği yoktur.
  3. Ödüllü ve dünyaca tanınan biri tarafından yapıldı; yanlış çözümleme. Ne yazık ki böyle bir özelliği de yok.

Bir kentin logosuna konulacak olan şeylerin, kente mal olması, kentle anılması, kentle bütünleşmesi ve kentin tarihini veya hikayesini oluşturmalıdır. Bu bakımdan aklınıza gelen köprüleri saymaya başladığınızda, Taşova asma köprüsünü söyleyemiyorsanız, logoya konup konmayacağı bir kez daha düşünülmelidir.

 

  1. Parça:

Logonun üçüncü parçası logotape ve dairesel siyah zeminde oluşmaktadır. Bu parça logonun konuşan yüzüdür. Doğrudan yazılı bilgiye sahip tek kaynak durumundadır. Logoda yuvarlak form kullanılması etkileyici ve rozet boyutlarında da güzel bir etki bırakabilir düzeydedir. Yuvarlak formların kullanılmış olması, hümanizmi ve alçakgönüllüğü getirmiştir.Logotypensiyah bant içine yerleştirilmiş olması okunurluk açısından doğru olmuştur. Ancak siyah, ikonografik olarak ölüm ve matemi, hüznü sembolize eder. Siyah rengin Taşova için seçilmiş olması için, ilçenin geçmişinde çok önemli bir yas olması beklenir. Aksi durumda siyah, kent hakkında olumsuz fikirlerin oluşmasına neden olabilir. Logosunda siyah kullanan bir kent için, hava kirliliğinden tutun, insanlarının geçimsiz ve kötü niyetli olabileceğine kadar yorum yapılabilir. Bu bakımdan siyahi Taşova kent logosu için hiç uygun bir renk değildir. Zira Taşova’da belli bir süre görev yapıp ayrılan memurların meşhur bir sözü vardır. “Taşova’ya ağlayarak geldim, ağlayarak gidiyorum”. Çünkü geçmişte Taşova sürgün yeri olarak ün yapmış, ancak Taşovalıların misafirperverliği sürgün yeri olan bu küçük kenti bağımlı hale getirmiştir. Bu misafirperverlik siyah rengin altında ezilip yok olmaktadır.

 

Logoda renk olgusu: Genel yapısı ile Taşova Belediyesi logosu çok parçalı ve çok renkli bir yapıya sahiptir. Bu genel yapısı ile kargaşa yaratabilirken, renk konusunda da parçalanmalar görülmektedir. Etkili ve anlaşılır bir logoda en fazla üç renk önerilirken, Taşova logosunda beyaz dahil 6 renk, logo bütünlüğü açısından olumsuzluk yaratmaktadır. Üçten fazla renkli logoların bir marka vurgusu yapamadığı söylenebilir. Diğer taraftan kentlogolarının çok renkli olmaları kaçınılmaz bir sonuçtur. Her kent, temiz havasını, yeşil çevresini, doğal su kaynaklarını, meyvesini, sebzesini, tarihi yapılarını ve bunlar gibi kentte dair güzellikleri logosunda sunmak ve renkleriyle resmetmek isteyebilir. Oysaki tek renkli logolar kargaşadan uzak, anlatım odaklı, yaratıcı ve çarpıcıdırlar. Taşova logosu bu konuda sınırları fazlasıyla zorlamaktadır.

Taşoval logosunda olduğu gibi çok renkli logolar, anlatım konusunda sıkıntılara düşmektedir. Renkler, zaten objelerle sıkıştırılmış olan logoda, ayrı bir kargaşa yaratarak seçiciliği azaltmaktadır.

 

  1.  Algısal Algı:

Reklam, algı yaratmak için vardır. Logoda bunun bir parçasıdır. Algı ile bilgi aynı şeyler değildir ve algılar yaratılırken bilgi verilmesi gibi zorunluluk yoktur, çünkü algı tamamıyla psikolojik bir etkidir. Bu nedenle reklamda veya logolarda uzun uzun bilgi anlatımından kaçınılmalıdır.

Reklam yoluyla algı genellikle iki yoldan yapılır. Birincisi doğrudan, diğeri dolaylı algıdır.

  1. Doğrudan Algı:Genellikle reklam veya logoda kullanılan nesnelerin akla ilk getirdikleri fikirlerdir. Bu bağlamda Taşova logosunda ilk baktığımızda gördüğümüz nesneler, ilk düşündürdüğü fikirlerin algısını vermektedir. Örneğin logoda dikkati çeken ilk nesne köprü figürüdür. Verilmek istenen algı ise, iki türlü yorumlanabilir. Birincisi tarihten gelen ruhani bir yapısının olması, diğeri ise köprüleriyle ün yapmış bir kent olduğunu duyurmak istediğidir. Ancak bu iki algıda maalesef yanlıştır. Marka olmak isteyen bir kentin vermesi gereken ilk algının daha iyi düşünülmesi gereklidir.
  2. Dolaylı Algı:Logoda kullanılan nesnelerin, gizli (sublimal) anlamlarını ya da kullanım sebeplerini irdeleyen bir yaklaşım şeklidir. Örneğin logoda neden ay-yıldız kullanılmıştır sorusunun yanıtına bu yaklaşımla ulaşabiliriz. Bayrağın bir ulus için birleştirici bir unsur olmasının yanında“toplayan, bir arada tutan” sublimal bir mesajı vurguladığı söylenebilir. Taşovalıların iyi ve kötü günlerinde bir arada oldukları, birbirlerine destek olarak, yardımlaşmayı görev bildikleri insancıl yaklaşımları ilçenin logosunda bayrak sembolü ile anlatılmak istenmiş olabilir. Ancak bayrağın hatalı kullanılmış olması algıyı olumsuz yapabilir. Bayrağın özensiz, düzensiz ve plansız bir şekilde kullanılmış olması -mış gibi yapmak algısını doğurabilir.

 

Sonuç:

Grafik tasarımcılar, sanatçı değil, algı tasarımcılarıdır. Hangi nesne, renk veya leke ile hangi kitleye nasıl bir algıyı verilebileceğini tasarlarlar. Bu algı yanlış tasarlandığında ise, telafisi zor imaj bozuklukları oluşabilir.  İmaj onarmak ise, imaj yaratmaktan daha zor, daha pahalı ve uzun bir süreçtir.  Daha açık bir deyişle Taşova kent algısı, şiirlere konu olan tarım ürünleri ve yerli girişimcilerin ülke sınırını aşan markalarıyla yükselirken, kurumsal kimlik yapısıyla duraklamaktadır. Taşova Belediye logosundayanlış ve gereksiz fazlalıkta kavram yüklemesi yapılmıştır.  Hem Taşova’nın yükselen yerel markalarının hem yerel tarım ürün ve yemeklerinin hakkettikleri yere gelebilmelerinde, kent kurumsal kimlik yapısının hızlı bir şekilde tamamlanmasıyla mümkün olabilir. Çünkü marka kent olmak, aynı ölçüde olmasa da bütün değerlerine sahip çıkmaktır.

YORUMLAR
Reklamı Geç
Advert