Taşova Net | Taşova Gazetesi - Son Dakika - Taşova Haberleri -
HV
19 MART Salı 09:52

BİR RAMAZAN GÜZELLİĞİ, SEHAVET

Naci Konyar
Naci Konyar
Giriş Tarihi : 21-05-2019 12:18

Ahmet Yüksel Özemre yazmış olduğu “Üsküdar, Ah Üsküdar!” adlı kitabı için “Bu kitap ayrıntılı bir Üsküdar tarihi değil, fakat Üsküdar’ın bir daha rücu etmesi mümkün olmayan ve benim için de bu ilerlemiş yaşımda gitgide sislere bürünmekte olan eski haline duymakta olduğum tahassürün eseridir.” Der ve beşeri münasebetlerin en bariz ve en belirleyici özelliğinin “Sehavet” olduğunu söyler.

Sehavet; hiçbir karşılık beklemeden ve kimse bir şey istemeden lütfetme, kerem, cömertlik manasına gelir.

Üsküdar çarşı esnafının Müslüman olanı da gayrimüslimi de sabahleyin birbirini gözetler, eğer kendisi siftah etmiş de komşusu daha henüz siftah etmemişse, ikinci gelen müşterisine “Efendim; komşum henüz siftah etmedi rica etsem, ona gidebilir misiniz?” diye komşusuna yönlendirirmiş.

Esnaf haramdan korkar, onun için de “Betim, bereketimdir” diyerek müşteriye terazi kefesini hiç dengelemez, tartılan tarafın kefesi daima ağır basarmış.

Fırınların, manavların, kasapların kendilerine mahsus fukaralarına satılmayan ekmekler, çürümeye henüz yüz tutmuş sebze ve meyveler, etlerden artan büyük kemikler gün sonunda fukaraya verilirmiş.

Bazı mahallelerde de “Fukara taşı” bulunurmuş. Mahalle sakinleri yatsı namazına camiye giderken taşın kovuğuna bir miktar para bırakırlar namazdan sonra ihtiyacı olanlar en son çıkar ve taşın kovuğundan bir miktar para alırlarmış. Kimse paranın hepsini kaldırmayı düşünmez ertesi günün ekmek parasını almak onlara yetiyormuş.

Hülasa “Vermek namus-i ilahidir. Herkese nasip olmaz” ilkesini kendilerine düstur yapan Üsküdar halkının ortak meziyetleri sehavet sahibi olmak imiş.

Her ne kadar zamanımızda bu gibi güzellikler giderek toplum hayatımızdan uzaklaşmış olsa da sehavet sahibi insanlarımız hala varlar. Geliniz günümüzde ender rastlanan sosyal medyaya düşen bir sehavet haberini hep beraber okuyalım.

“Ramazan ayında hayır işlemek isteyen bir vatandaş bir bakkala giderek veresiye defterini satın almak istedi. Bakkalın teklifi kabul etmesi üzerine 6 bin lira karşılığında defteri satın alan hayırsever borçluların yüzünü güldürdü.

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde bir hayırsever, ramazan ayı dolayısıyla ihtiyaç sahiplerine yardım etmek amacıyla bir bakkalın veresiye defterini 6 bin lira ödeyerek satın aldı. Bunun eski bir Osmanlı geleneği olduğunu söyleyen bakkal sahibi “6 bin 857 lira tutarındaki veresiye defterini 6 bin 500 liraya bıraktım. Pazarlık sonunda 6 bin liraya anlaştık. Parayı ödedi. Defteri bir poşete koyup gitti.

Veresiye defterinin satın alındığından habersiz borcunu ödemeye gelen vatandaşların gözyaşlarını tutamadığını ve çok şaşırdığını anlatan bakkal: veresiye defterini sattıktan sonra bir müşterim 700 tl civarındaki borcunu ödemeye geldi. Bir ay önce de eşi rahatsızlık geçirmişti. Fabrikada çalışıyordu, ödemede zorluk çekebilirdi. Borç ödemeye geldiğinde “ ne kadar” diye sordu. Borcun ödendi deyince inanamadı, ağlayarak dışarı çıktı. Şimdi o parayla çocuk çocuğunu bayramda giydirecek.”

Evet, fukara taşları, zimem defterleri zamanımız insanlarının unuttukları hasletler. Geçmişte ramazan aylarında esnaftan zimem defterinden borcunu ödeyemeyen fakirlerin borcunu ödeyerek yani borcu ödenen ödeyeni bilmiyor, ödeyen borçluyu tanımıyor sadece Allah rızasına dayanan bir sehavet örneği bu güzel geleneğin günümüzde sosyal medyaya haber olması eski gelenek ve ananelerimizin güzelliklerini hatırlattı bizlere…

Günümüz insanına bakıyoruz hak adına iyilik yaptığını sanıyor nefsine hizmet ettiğinin farkında değil. Yaptığı iyiliği denize atmaya kıyamıyor. Çünkü hem Halik hem de balığın bilmesinden önce başkalarının haberdar edilmesi gururunu okşuyor. Sol elimizin bile haberdar olmaması gereken şeyleri kameralar çekiyor.

Bugün TV ve gazete haberlerinde vaka-yı adiyyeden sayılan telefonla dolandırıcılık, emeklinin parasını gasp, kadın cinayetleri, kavgalar darplar ihanet gibi olayları izledikçe insan günümüzün sahte medeniyetinden iğreniyor geçmişin sade mesut bir ferdi olma hasretini duyuyor.

Anlıyoruz ki o zamanın insanları “Allah korkusu ve kul hakkını her şeyin üstünde tutmuşlar. 20 yy. atom çağı, uzay çağı, bilgisayar çağını yaşadığımızı söylüyoruz. Her gün yeni teknoloji harikalarıyla egolarımızı tatmin ediyoruz. Bir haz ve hız çağını yaşıyoruz da hangi çağda bu kadar güvensizlik, gasp, talan, savaş yaşadık.

Peki, bu ülkenin çocukları ne olacak. Koca koca sitelerde, rezidanslarda, etrafı dikenli tel alarmlarla çevrili villalarda apartmanlarda yaşayan çocuklarımız iyilik yapmak nedir, iyilik nasıl yapılır, muhtaçlara nasıl yaklaşılır onlara bunları öğrettik mi? Ahmet Yüksel Özemre bu konuya şöyle açıklık getiriyor:

“Üsküdar da zengini de fakiri de mahallelerde yan yana yaşardı. Zenginler de subaylar da girişlerinde silahlı bekçilerin bulunduğu sitelerde oturmazlardı. İnsanlar geçmişlerinden ve birbirlerinden kopuk, yeni kastlar ihdas ederek, kendilerini kendi iradeleriyle bir takım gettolara hapsederek yaşamaya başlarlarsa cemiyet hayatında da hem kutuplaşmalar ve hem de nifak başlar. Dolayısıyla eskiden bağlı olduğumuz örflerimizden, adetlerimizden, kültürümüzden vazgeçemeyiz; vazgeçmememiz gerekir. Bunları ihya ve hıfz etmek elzemdir.”

Hiç yalan söylemeyelim toplum olarak garip gurebadan tamamen izole edilmiş mekânlarda hayat sürüyoruz. Şu imtihan dünyasında, ihtiyaç sahipleri sadece parası pulu olmayan insanlar değildir. Bizler de ihtiyaç sahibiyiz. İyilik etmeye, Allahın bize verdiklerinden paylaşmaya, malımızı mülkümüzü yardımla temizlemeye, Allahın bizden razı olmasına çok ihtiyacımız var.

Adına ilerleme, kalkınma, muasır medeniyet ne derseniz deyin “insanı unutan” “güzel hasletleri unutan” robotlaşmış kafaların cetlerimizin ananelerinden geleneklerinden öğrenecekleri çok şey var.

Daralan ruh dünyamıza ferahlık veren iftar akşamlarını yaşadığımız şu mübarek ayda adetlerimizden, kültürümüz ve örfümüzden vazgeçmeden iyilik ve yardımlaşmanın ihmal edilmediği unutulmadığı daha nice ramazanları milletçe birlik ve beraberlik içinde yaşamak niyazıyla…

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI ”ZAMANA ATILAN İMZA” ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI AZ KURU..! (Naci Konyar) KAPIN HER ÇALINDIKÇA…( Naci Konyar ) BİZ NEY’İZ… (Naci Konyar) HASTALIKLAR ÜSTÜNE (Naci Konyar) HAYDİ ABBAS! (Naci Konyar) “HAKLI HİSSETMEK” (Naci Konyar) “BİR SOHBET-İ ÇAY ÜZRE”(Naci Konyar) İlçemizde Geçmişten Günümüze İKİ MESLEK… (Naci Konyar) İHTİYARLIK ÜZERİNE… Naci Konyar GİDENLERİN ARDINDAN…(NACİ KONYAR) DEFİNECİLER… (Naci Konyar) YÜKSEKOKUL İÇİN YURT İSTİYORUZ… (NACİ KONYAR) AMASYA SEVDALILARI (NACİ KONYAR) GÜZEL ÜLKEMİN İNSANLARI TAŞOVA KÖPRÜSÜ SAĞLIK ÖLMESİN… “ÇAMBÜKÜ” BİZİM KÖYÜMÜZDÜR… ÇOCUKLUĞUMUZUN BAYRAMLARI… BİZİM TÜRKÜLER… DOSTTAN DOSTA… CUVAPÇI İLE SEÇİM SOHBETİ… “ÖNCE EKMEKLER BOZULDU” GAZETECİ SAYGI ÖZTÜRK BEY’LE SOHBET DENE PAZARINDAN BİR ANI… BİR RAMAZAN SOHBETİ… 6 ŞUBAT 2023 MİLAT OLSUN… YOK OLAN LOKANTALAR…. YIKIMIN ARDINDAN… DEPREM VE DAYANIŞMA… YÜREĞİMİZE DOKUNANLAR BİZ BÖYLE DEĞİLDİK… ‘EĞİTİME ADANMIŞ BİR ÖMÜR’ GÜNDEMİN SOHBETİ… ‘PORSUK’TAN VENEDİK’… BU DÜNYADAN ‘EMMİ’ GEÇTİ… BİLGE ANA-MEVLÜDE GENÇ… ‘BİLMEM HATIRLARMISIN’… ‘BİLMEM HATIRLARMISIN’… İBRİĞİ Mİ YAZALIM… ÇAMBÜKÜ’NÜ ANLAMAK… SAKLI SOKAKLARDA ANKARA ‘ORGANİZE OLMALI’… UNUTULMAYANLAR… RADYOLU GÜNLER LİYAKAT… ‘YAVAŞ KENTLER’ ‘ALTIN GİRDAP’ ÇEYİZ SANDIĞI… RECEP ABİ (POT RECEP) YOKSULLUĞUN ERDEMİ ÇOCUKLUĞUMUN RAMAZANLARI… İBNİ HALDUN’DAN GÜNÜMÜZE… HALDEN ŞİKAYET… ‘VALİ BEY’ ‘GAM-ZEDEYİM DEVA BULMAM’ İLÇEMİZİN RENKLİ SİMASI… TOPLUMSAL ÇEVRE… Sövgü Üzerine... İBRET PENCERESİNDEN… BİR ANI VE ÖĞRETMENLERİMİZ… ÜSKÜDAR’I HATIRLADIK… AMASYA VE ANIT AĞAÇLAR… SUSKUNLUĞUN GİZEMİ… ESKİYE BAĞLIYIZ … Ciğerlerimiz Yanıyor... ARILARLA DANS “MAZİ KALBİMDE BİR YARADIR”… İSMAİL ABİNİN ARDINDAN… EŞYALARIN DA DİLİ VARDIR… AMİRALLERİ KONUŞTUK… BİR ZEVK-İ TAHATTUR - GÜVERCİNLER YUNUS EMRE SOHBETİ… BİR İNSAN-I KAMİL ORD.PROF.DR. SÜHEYL ÜNVER… İKİ VALİ VE YANIT… BU ÜNİVERSİTELER BU GENÇLER BİZİM… ÜNİVERSİTE İLİM YUVASIDIR… 2020’NİN ARDINDAN… “ÖLÜLER ALTIN TAKMAZ” RUHSAL HİJYEN KAÇAK İÇKİ SORUNU… AŞIK TURGUT’UN ARDINDAN… DEVLET ADAMLARINA ÖĞÜTLER NOTLARIMDAN GÜNÜMÜZE CAHİLE İKBALİN HAZİN SONU Hatıra Defterinden... BİRLİKTE YENECEĞİZ BAYRAM MUHABBETİ HUKUKTA YANSIZLIK … OY MENDİL OYALI DA MENDİL HÜZÜNLÜ BAYRAM GÖNÜL VE HİZMET ADAMLARI… DİLENCİLER… MUHAYYEL SOHBET KÖY ENSTİTÜLERİNİN ANISINA… ÖĞRETMENLERİME… KÖYÜ BEKLEMEK… KADINLAR GÜNÜ SOHBETİ KORONA VİRÜS BELASI… FERHAT ŞİRİN FESTİVALİ 'İNSANLIĞIN SOLMAZ GÜLLERİ' BİR KAÇ KONU VE YORUM… EROZYON DEDE (Hayrettin Karaca) 10 OCAK SOHBETİ PTT Pijama, Terlik, Televizyon GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ADALETE GÜVEN Bir Başarı Hikayesi(!)... Tarım Ne Halde... Eğitim ve Hocalarımız Erik Dalı Faruk Başkan... KARA KAPLI DEFTERİMDEN… BUNLARI BİLELİM HES’LERE KARŞI ÇIKALIM SEÇİM SOHBETİ “ORDA BİR KÖY VARDI… UZAKTA” ELEKTRİĞİN FATURASI ÇAY MUHABBETİ “İYİ BİR İNSAN OLMAYA ÇALIŞIN” FOTOĞRAFLAR VE RESSAMLARIMIZ SOSYAL MEDYA ÖĞRENCİ ANDI HACI MUHSİN ŞAİRLERİN HAYATINDAN BİZ BÖYLE DEĞİLDİK ÜSKÜP’ÜN ÜNLÜLERİ…ŞARIK TARA NEŞE BİR HAFTA, HÜZÜN BİR ÖMÜR SÜRER TIBBI MÜMESSİLLER VE TIP BEYİTLERLE SOHBET GÜNCELLEŞME ÖZELLEŞTİRME ! ŞU MEKTEPLER OLMASAYDI HUKUKA UYMA BİLİNCİ HAYRIN VE İNSANLIĞIN HAYALİ ALİ RIZA ABİ ŞARKILAR BİZİ SÖYLER GÖNÜL AÇLIĞI HAK VE ADALET BETON SEVGİSİ MAHALLEMİZ RAMAZAN DUYGULARI “ZAMANLI DÜŞÜNCELER” REFERANDUM SOHBETİ EVET Mİ HAYIR MI? Hoş Sohbet Adamlar “KİRADA OTURUYORDU” “SİZ KİMİN KÖPEĞİSİNİZ?” KAMYONCULARIMIZIN HİKÂYESİ HAYVANLARI SEVMEK USANDIK… SAVARONA AYIBI ACIYA SAYGI VE ŞEHİT ÇOCUĞUNUN FERYADI AKADEMİSYENLER “HADİ GEL KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM” MERAL AKŞENER-KENAN EVREN JAPON İŞİ – TÜRK İŞİ… ÇANAKKALE (Milli Ruh-Milli Şuur) ÇAKIR EMMİ… 80’LER… DANANIN KUYRUĞU KOPMASIN… PARİS TERÖRÜ… 769 BİN İŞSİZ ÜNİVERSİTELİ… GÜNÜMÜZ MEDYASI VE HOŞGÖRÜ… İSTANBUL’A DAİR… “GAZETE VE GAZETECİLİK” HAKSIZLIK YAPIYORSUNUZ… “İSLAMI 20 PENİYE SATMAK” RAMAZANI UĞURLARKEN… RAMAZAN ANILARI… 12 EYLÜLÜ YORUMLAMAK… RÜŞVET VE YOLSUZLUK… VALİ ÇÖKMEZ… BAŞKAN ADAYLARINA… SİVİL İTAATSİZLİK VE HOŞGÖRÜ… HALDEN ANLAMAK… İÇKİ ÜZERİNE… BİR TAHTA KAŞIK HİKÂYESİ… TAKSİM SENDROMU… GÜZEL BİR GÜN… BAKAN VE DİLEK… “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” “ANKARA TAYFASI” 2B ARAZİLERİ VE GÖÇ… SEVGİLİLER GÜNÜ… MESLEĞE SAYGI… GAZETECİLER GÜNÜ… KEM ALET… BU GENÇLER BİZİM… MEDYANIN GÜNDEMİ… “TIP BU DEĞİL” GÖKDELEN’E HAYIR PLAKET SEVDAMIZ “SILA HİKÂYESİ…” KURBAN OLMAK ŞİİR GECESİNİN ARDINDAN… POLİTİKA VE SAVAŞA DAİR… DEVLET ADAMI… HİKMET LEVHALARI… BABALARI ANLAMAK ORTAK SEVDAMIZ TÜRKÇE… İÇİNİZE SİNDİ Mİ ?... SÜTÜNE VİCDANINA… GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE… KADINLAR GÜNÜ VE SAMİHA AYVERDİ DEDEMİN TAKVİMİ… EPDK NİÇİN VARDIR... HRANT İÇİN ADALET - EMEKLİYE SABRET... HES’LERE NİÇİN KARŞIYIZ... BOYACI SANDIKLARI... ÖZLEDİĞİMİZ BASIN... MAZİ VE HAL ÜZERİNE… MİLLİ GÜVENLİK DERSLERİ... KİMSE VAR MI...! HEZARFEN SANATÇI VEDAT GENÇTÜRK... “IŞIĞI YANAN EVLER” RAMAZANA DAİR.. KİM OLDUĞUNU BİLMEK… KARABEBEK... HÜRMET OLMAZSA... KİRLİ OYUNLAR... BİR ŞEHİT İLANI... EY SEÇMEN...! 2011...M.AKİF YILI YOKSULLUK... SARKOZY’NİN SAKIZI... TÜTÜN VE ŞEKER DÜNYA ALTINCISIYIZ...(!) “KAYIP İSTANBUL...” ‘ KANUN-I KADİM’E DÖNELİM’ DP’YE DAİR... SU ÜZERİNE AĞIT YAKMAK... GÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ... ZAMAN GAZETESİ YAZARI HÜKÜMET MEYDANI.. AHİLİK UNUTULMASIN... KASABALARIMIZ... YATAĞINA KIRGIN IRMAKLAR... TAŞOVA BAMYA FESTİVALİ... AL SANA YÜKSEKOKUL(!)... BİRKAÇ KONU VE YORUM TEK SUÇLU ONLAR MI...? MÜRVET AGA… AİLE YAPIMIZI KORUYUNUZ… CUVAPÇI MEMET VE ANAYASA… GERGİNLİK ÜRETMEYELİM YETENEK SİZSİNİZ… BU MUDUR ÖZELLEŞTİRME… ECZANELER SIKINTIDA... GÜNDEME BAKIŞ… Sn. Valimiz... BİZ BÖYLE BİR MİLLET DEĞİLDİK... AÇILIMA BAKIŞ... UMUTLU PANEL(İ)... “ÜÇ NOKTA”… HOŞ BİR SADA… ARAP ŞÜKRÜ ÇEŞMESİ VEFA ve CİNDORUK… ‘APARTMANA NİÇİN HAYIR?...’ BİR PAZAR ÖYKÜSÜ… HIDIRELLEZ BORABOY GÖLÜNDE ŞİİR… ACI ZULÜM BİR HELİKOPTER TUTTUK.. ORDU VE SİYASET ÜÇ KATLI AHŞAP EVİMİZ… NE KA EKMEK O KA KÖFTE Mİ ?... ALİ RIZA PAŞALAR UNUTULMASIN… Rüşvet ve Yolsuzluk
Reklamı Geç
Advert