Taşova Net | Taşova Gazetesi - Son Dakika - Taşova Haberleri -
HV
19 MART Salı 14:41

SOSYAL MEDYA

Naci Konyar
Naci Konyar
Giriş Tarihi : 07-11-2018 22:13

Anadolu da söylenen bir söz vardır;

“Kız anadan öğrenir sofra dizmeyi

Oğul babadan öğrenir sohbet gezmeyi”

Birçoğumuz eğitimi sadece okullarımızın yaptığını düşünürüz. Dünyanın en güzel eğitim kurumu ailemizdir. Öğretmenleri de anne ve baba başta olmak üzere ailemizin büyükleridir.

Bedenin temel gıdası su ve yiyecek ise mutlu ve huzurlu bir ruhun gıdası da sohbettir. Ailede eğitim mayasının tutması sıcak ve sağlıklı sohbetlerle sağlanır.

Kahvesi bol ve kahve kültürü olan bir ülkeyiz. Kahve duvarlarında asılı levhada “Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül bir dost ister kahve bahane” yazısı sohbete ve muhabbete olan düşkünlüğümüzü yansıtır.

Günümüzde sosyal yapımızı tehdit eden en önemli tehlike sohbet ortamlarının kayboluşudur. Bugün çağdaş zaman hırsızları olarak nitelendirdiğimiz Tv, gazete gibi kitle iletişim araçları ile internet, cep telefonu gibi zaman çalıcılar, teknolojiden gereği kadar ve kararınca istifade etme konusunda ki ölçüsüzlüğümüzden dolayı sohbet kültürümüzü kaybetmemize neden olmuşlardır.

Oysa biz mesajlarla iletişim kurmadığımız o eski zamanlarda iletişimi kelimeler aracılığı ile konuşma diliyle bazı hallerde beden diliyle kurardık. Geçmişin en iyi iletişimi “Gönül dili” idi. Bu dilde rol yapma, riya yoktu. Gönül dilinin temel ilkesi samimiyet, tevazu “plan yapmamak”tı. Gönül dili insanlığın fıtrat diliydi.

İletişimin altın anahtarı kalben bedenen lisanen verilen, gönülden gönüle köprü olan yüreğimizin sesi selamı ve hal hatır sormayı yitirmemiştik. Bu konuda halkımız aydınlarımızdan daha samimiydi. Onların selamı candandı. Mesela otobüste yan koltukta oturan bir köylü hemşeri önce candan bir selam verir, nerelisin sorusu tesadüfî bir soru değildir, iletişimi sürdürmenin hazırlık sorusudur. Sonra ortak tanıdıklar ve anılarla uzayan sohbet yolculuk bitiminden sonra kazanılmış yeni bir dostluk başlangıcıydı onlar için.

Evet, hal hatır, selamı unuttuk ama haberleşme ve iletişimi bir tutku, bağımlılık hatta uyuşturucu işlevine dönüştürdük. Hemen her gün Tv kanalları, cep telefonları, internet, mesaj, facebook, twitter lerle bir bilgi bombardımanıyla insanlığı katletmeye başladık.

Dost, arkadaş beraberlikleri, akraba ziyaretleri yerine masa başında oturup, tanıdık tanımadık birçok insanla yazışma yüzünden bir birimizden koptuk. Sosyal medya bağımlılarının sanal ortamda haberleştiği tanımadığı, görmediği insanlarla tanışma ve yazışması belki heyecan verici olabilir ama sanal ortamın bu tür arkadaşlığı hiçbir özel konunuz veya derdinizle ilgilenmeyen sanal ortamın sahte dostları ve dostluklarıdır. “İki binin üzerinde arkadaşı olan birinin cenazesini üç kişinin kaldırdığı bir güzel sahici ortam!”

Herkesin özellikle gençlerimizin daldığı bu sosyal medya ortamı, çocuklarımıza gençlerimize farkında olmaksızın kötü alışkanlıklar kazandırabilir. Bu alışkanlıklar onların karakteri olabilir. Bu karakter de onların kaderini oluşturacaktır.

Akıldan sonra en değerli nimet zamandır. Zaman dünyada ki en kıymetli değerdir. Yeniden yaşanmaz, geri getirilemez, durdurulamaz, alınıp satılamaz olan bir kaynaktır. Sosyal medya zamanın baş düşmanıdır.

Bilgisayar başına geçen internet tutkunlarının hastalık derecesinde saatlerini hatta günlerini feda ederek kendilerini, sevdiklerini, işlerini, çevrelerini umursamaz hale gelerek sürdürdükleri bu iletişim bağımlılığın sonucu olarak sağlık sorunları, ailevi sorunlar yaşanırken bir taraftan zaman öbür yandan da insanlığın ruhu ölmektedir.

Geçen günlerde öğretmen arkadaşlarla sohbet ettiğimiz bir kafede yan masada dört genç kardeşimizin ellerinde cep telefonları ile hiç konuşmadan oturdukları o görüntü iletişim teknolojisinin sosyal hayatımıza ne denli etki etmiş olduğunun bir resmiydi. Bu yazı da bu manzaradan duyduğumuz rahatsızlığı dile getirmek adına kaleme alınmıştır.

Adına sosyal medya dediğimiz bu teknoloji sonuçları itibariyle insanlarımızı a sosyal hale getirmiştir. Sanal ortamın sahte dünyası, sahte dostlar gerçek çevreden insanımızı kopartmıştır. Toplum, elinde cep telefonuyla yaşayan bir toplum haline geldi. Çocuklar ve gençler cep telefonlarını ellerinden bırakmadan sokakta, evde gözler ekran üzerinde yanındakinden habersiz uzaklarla haberleşiyorlar.

Artık kış gecelerinin kara mangalını aramıyoruz. Gaz lambası ve muma ihtiyaç duymuyoruz. Gaz ocağı, ispirto, gaz yağı derdi yok. Parazitli bir seste dünleri andığımız, bir kutunun içinde biri var sandığımız radyoları unuttuk. Üstünde ekmek ısıttığımız, külünde patates közlediğimiz ve maziyi kış gecelerinde soba gibi özlediğimiz uyuyan sobalar, sac sobalar, kuzineler kayboldu gitti. Ömrümüzü heceleyen tik tak saatlerde yok artık duvarlarımızda. Mutfağın küçük aktörleri havan ve kahve değirmeni tarihe karıştı.

Evet, yaşları elliyi altmışı devirenler bu saydıklarımızı gördüler bilirler. Hayatımızda müspet manada çok şeyin değiştiğinin farkındayız. Geçmişin sefaletini, mahrumiyetini özlemiyoruz. Özlenen şeyler bugünkü hayatın bizi mahrum bıraktığı mutluluğumuzun gıdası, yaşama sevincimizin kaynağı olan değerlerimiz. İletişim teknolojisinin sunduğu yeni yaşam biçimi insani ilişkilerdeki sıcaklığın kaybolmasına neden oldu. Sohbeti unuttuk. Giderek kendi dünyalarına çekilen insanlarımız paylaşabilecekleri ortak mevzuları cep telefonları ve tv ler üzerinden sağlamaya yöneldi.

İnsanı ve toplumu değerli kılan değerleridir. İnsan değerleriyle insandır. Değerlerini yitiren bir toplum uzun süre ayakta kalamaz. Sohbeti, selamlaşmayı, hal hatır sormayı, ziyaretleri unutturan, geleceğimiz için tehdit oluşturan sosyal medyayla ilgili hepimize görevler düşmektedir.

En başta anne ve babalar eğiticiler, yöneticiler bu tehdit karşısında çözüm önerileri oluşturmalıdırlar. Anne ve babalar çocuklarına daha fazla zaman ayırmalı, çocuklara iletişim teknolojisiyle ilgili bilgi ve bilinç kazandırılmalıdır.

Sosyal medya konusunda bilgi ve bilinç kazanan kullanıcılar da sosyal medyayı sosyal hayata zarar vermeden, gerçek dünyadan kopmadan kararında ve dozunda kullanmalıdırlar.

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI ”ZAMANA ATILAN İMZA” ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI AZ KURU..! (Naci Konyar) KAPIN HER ÇALINDIKÇA…( Naci Konyar ) BİZ NEY’İZ… (Naci Konyar) HASTALIKLAR ÜSTÜNE (Naci Konyar) HAYDİ ABBAS! (Naci Konyar) “HAKLI HİSSETMEK” (Naci Konyar) “BİR SOHBET-İ ÇAY ÜZRE”(Naci Konyar) İlçemizde Geçmişten Günümüze İKİ MESLEK… (Naci Konyar) İHTİYARLIK ÜZERİNE… Naci Konyar GİDENLERİN ARDINDAN…(NACİ KONYAR) DEFİNECİLER… (Naci Konyar) YÜKSEKOKUL İÇİN YURT İSTİYORUZ… (NACİ KONYAR) AMASYA SEVDALILARI (NACİ KONYAR) GÜZEL ÜLKEMİN İNSANLARI TAŞOVA KÖPRÜSÜ SAĞLIK ÖLMESİN… “ÇAMBÜKÜ” BİZİM KÖYÜMÜZDÜR… ÇOCUKLUĞUMUZUN BAYRAMLARI… BİZİM TÜRKÜLER… DOSTTAN DOSTA… CUVAPÇI İLE SEÇİM SOHBETİ… “ÖNCE EKMEKLER BOZULDU” GAZETECİ SAYGI ÖZTÜRK BEY’LE SOHBET DENE PAZARINDAN BİR ANI… BİR RAMAZAN SOHBETİ… 6 ŞUBAT 2023 MİLAT OLSUN… YOK OLAN LOKANTALAR…. YIKIMIN ARDINDAN… DEPREM VE DAYANIŞMA… YÜREĞİMİZE DOKUNANLAR BİZ BÖYLE DEĞİLDİK… ‘EĞİTİME ADANMIŞ BİR ÖMÜR’ GÜNDEMİN SOHBETİ… ‘PORSUK’TAN VENEDİK’… BU DÜNYADAN ‘EMMİ’ GEÇTİ… BİLGE ANA-MEVLÜDE GENÇ… ‘BİLMEM HATIRLARMISIN’… ‘BİLMEM HATIRLARMISIN’… İBRİĞİ Mİ YAZALIM… ÇAMBÜKÜ’NÜ ANLAMAK… SAKLI SOKAKLARDA ANKARA ‘ORGANİZE OLMALI’… UNUTULMAYANLAR… RADYOLU GÜNLER LİYAKAT… ‘YAVAŞ KENTLER’ ‘ALTIN GİRDAP’ ÇEYİZ SANDIĞI… RECEP ABİ (POT RECEP) YOKSULLUĞUN ERDEMİ ÇOCUKLUĞUMUN RAMAZANLARI… İBNİ HALDUN’DAN GÜNÜMÜZE… HALDEN ŞİKAYET… ‘VALİ BEY’ ‘GAM-ZEDEYİM DEVA BULMAM’ İLÇEMİZİN RENKLİ SİMASI… TOPLUMSAL ÇEVRE… Sövgü Üzerine... İBRET PENCERESİNDEN… BİR ANI VE ÖĞRETMENLERİMİZ… ÜSKÜDAR’I HATIRLADIK… AMASYA VE ANIT AĞAÇLAR… SUSKUNLUĞUN GİZEMİ… ESKİYE BAĞLIYIZ … Ciğerlerimiz Yanıyor... ARILARLA DANS “MAZİ KALBİMDE BİR YARADIR”… İSMAİL ABİNİN ARDINDAN… EŞYALARIN DA DİLİ VARDIR… AMİRALLERİ KONUŞTUK… BİR ZEVK-İ TAHATTUR - GÜVERCİNLER YUNUS EMRE SOHBETİ… BİR İNSAN-I KAMİL ORD.PROF.DR. SÜHEYL ÜNVER… İKİ VALİ VE YANIT… BU ÜNİVERSİTELER BU GENÇLER BİZİM… ÜNİVERSİTE İLİM YUVASIDIR… 2020’NİN ARDINDAN… “ÖLÜLER ALTIN TAKMAZ” RUHSAL HİJYEN KAÇAK İÇKİ SORUNU… AŞIK TURGUT’UN ARDINDAN… DEVLET ADAMLARINA ÖĞÜTLER NOTLARIMDAN GÜNÜMÜZE CAHİLE İKBALİN HAZİN SONU Hatıra Defterinden... BİRLİKTE YENECEĞİZ BAYRAM MUHABBETİ HUKUKTA YANSIZLIK … OY MENDİL OYALI DA MENDİL HÜZÜNLÜ BAYRAM GÖNÜL VE HİZMET ADAMLARI… DİLENCİLER… MUHAYYEL SOHBET KÖY ENSTİTÜLERİNİN ANISINA… ÖĞRETMENLERİME… KÖYÜ BEKLEMEK… KADINLAR GÜNÜ SOHBETİ KORONA VİRÜS BELASI… FERHAT ŞİRİN FESTİVALİ 'İNSANLIĞIN SOLMAZ GÜLLERİ' BİR KAÇ KONU VE YORUM… EROZYON DEDE (Hayrettin Karaca) 10 OCAK SOHBETİ PTT Pijama, Terlik, Televizyon GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ADALETE GÜVEN Bir Başarı Hikayesi(!)... Tarım Ne Halde... Eğitim ve Hocalarımız Erik Dalı Faruk Başkan... KARA KAPLI DEFTERİMDEN… BUNLARI BİLELİM HES’LERE KARŞI ÇIKALIM BİR RAMAZAN GÜZELLİĞİ, SEHAVET SEÇİM SOHBETİ “ORDA BİR KÖY VARDI… UZAKTA” ELEKTRİĞİN FATURASI ÇAY MUHABBETİ “İYİ BİR İNSAN OLMAYA ÇALIŞIN” FOTOĞRAFLAR VE RESSAMLARIMIZ ÖĞRENCİ ANDI HACI MUHSİN ŞAİRLERİN HAYATINDAN BİZ BÖYLE DEĞİLDİK ÜSKÜP’ÜN ÜNLÜLERİ…ŞARIK TARA NEŞE BİR HAFTA, HÜZÜN BİR ÖMÜR SÜRER TIBBI MÜMESSİLLER VE TIP BEYİTLERLE SOHBET GÜNCELLEŞME ÖZELLEŞTİRME ! ŞU MEKTEPLER OLMASAYDI HUKUKA UYMA BİLİNCİ HAYRIN VE İNSANLIĞIN HAYALİ ALİ RIZA ABİ ŞARKILAR BİZİ SÖYLER GÖNÜL AÇLIĞI HAK VE ADALET BETON SEVGİSİ MAHALLEMİZ RAMAZAN DUYGULARI “ZAMANLI DÜŞÜNCELER” REFERANDUM SOHBETİ EVET Mİ HAYIR MI? Hoş Sohbet Adamlar “KİRADA OTURUYORDU” “SİZ KİMİN KÖPEĞİSİNİZ?” KAMYONCULARIMIZIN HİKÂYESİ HAYVANLARI SEVMEK USANDIK… SAVARONA AYIBI ACIYA SAYGI VE ŞEHİT ÇOCUĞUNUN FERYADI AKADEMİSYENLER “HADİ GEL KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM” MERAL AKŞENER-KENAN EVREN JAPON İŞİ – TÜRK İŞİ… ÇANAKKALE (Milli Ruh-Milli Şuur) ÇAKIR EMMİ… 80’LER… DANANIN KUYRUĞU KOPMASIN… PARİS TERÖRÜ… 769 BİN İŞSİZ ÜNİVERSİTELİ… GÜNÜMÜZ MEDYASI VE HOŞGÖRÜ… İSTANBUL’A DAİR… “GAZETE VE GAZETECİLİK” HAKSIZLIK YAPIYORSUNUZ… “İSLAMI 20 PENİYE SATMAK” RAMAZANI UĞURLARKEN… RAMAZAN ANILARI… 12 EYLÜLÜ YORUMLAMAK… RÜŞVET VE YOLSUZLUK… VALİ ÇÖKMEZ… BAŞKAN ADAYLARINA… SİVİL İTAATSİZLİK VE HOŞGÖRÜ… HALDEN ANLAMAK… İÇKİ ÜZERİNE… BİR TAHTA KAŞIK HİKÂYESİ… TAKSİM SENDROMU… GÜZEL BİR GÜN… BAKAN VE DİLEK… “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” “ANKARA TAYFASI” 2B ARAZİLERİ VE GÖÇ… SEVGİLİLER GÜNÜ… MESLEĞE SAYGI… GAZETECİLER GÜNÜ… KEM ALET… BU GENÇLER BİZİM… MEDYANIN GÜNDEMİ… “TIP BU DEĞİL” GÖKDELEN’E HAYIR PLAKET SEVDAMIZ “SILA HİKÂYESİ…” KURBAN OLMAK ŞİİR GECESİNİN ARDINDAN… POLİTİKA VE SAVAŞA DAİR… DEVLET ADAMI… HİKMET LEVHALARI… BABALARI ANLAMAK ORTAK SEVDAMIZ TÜRKÇE… İÇİNİZE SİNDİ Mİ ?... SÜTÜNE VİCDANINA… GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE… KADINLAR GÜNÜ VE SAMİHA AYVERDİ DEDEMİN TAKVİMİ… EPDK NİÇİN VARDIR... HRANT İÇİN ADALET - EMEKLİYE SABRET... HES’LERE NİÇİN KARŞIYIZ... BOYACI SANDIKLARI... ÖZLEDİĞİMİZ BASIN... MAZİ VE HAL ÜZERİNE… MİLLİ GÜVENLİK DERSLERİ... KİMSE VAR MI...! HEZARFEN SANATÇI VEDAT GENÇTÜRK... “IŞIĞI YANAN EVLER” RAMAZANA DAİR.. KİM OLDUĞUNU BİLMEK… KARABEBEK... HÜRMET OLMAZSA... KİRLİ OYUNLAR... BİR ŞEHİT İLANI... EY SEÇMEN...! 2011...M.AKİF YILI YOKSULLUK... SARKOZY’NİN SAKIZI... TÜTÜN VE ŞEKER DÜNYA ALTINCISIYIZ...(!) “KAYIP İSTANBUL...” ‘ KANUN-I KADİM’E DÖNELİM’ DP’YE DAİR... SU ÜZERİNE AĞIT YAKMAK... GÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ... ZAMAN GAZETESİ YAZARI HÜKÜMET MEYDANI.. AHİLİK UNUTULMASIN... KASABALARIMIZ... YATAĞINA KIRGIN IRMAKLAR... TAŞOVA BAMYA FESTİVALİ... AL SANA YÜKSEKOKUL(!)... BİRKAÇ KONU VE YORUM TEK SUÇLU ONLAR MI...? MÜRVET AGA… AİLE YAPIMIZI KORUYUNUZ… CUVAPÇI MEMET VE ANAYASA… GERGİNLİK ÜRETMEYELİM YETENEK SİZSİNİZ… BU MUDUR ÖZELLEŞTİRME… ECZANELER SIKINTIDA... GÜNDEME BAKIŞ… Sn. Valimiz... BİZ BÖYLE BİR MİLLET DEĞİLDİK... AÇILIMA BAKIŞ... UMUTLU PANEL(İ)... “ÜÇ NOKTA”… HOŞ BİR SADA… ARAP ŞÜKRÜ ÇEŞMESİ VEFA ve CİNDORUK… ‘APARTMANA NİÇİN HAYIR?...’ BİR PAZAR ÖYKÜSÜ… HIDIRELLEZ BORABOY GÖLÜNDE ŞİİR… ACI ZULÜM BİR HELİKOPTER TUTTUK.. ORDU VE SİYASET ÜÇ KATLI AHŞAP EVİMİZ… NE KA EKMEK O KA KÖFTE Mİ ?... ALİ RIZA PAŞALAR UNUTULMASIN… Rüşvet ve Yolsuzluk
Reklamı Geç
Advert