Taşova Net | Taşova Gazetesi - Son Dakika - Taşova Haberleri -
HV
19 MART Salı 09:34

ŞAİRLERİN HAYATINDAN

Naci Konyar
Naci Konyar
Giriş Tarihi : 07-10-2018 09:39

Sezai Karakoç fevkalade yeteneklere sahip hayatı maddi sıkıntılar içinde geçmiş Türkiye’nin yoksul şairlerinden biridir. Ece Ayhan’ın deyişiyle mülkiyeli olup da mülkiyetle ilişkisi olmayan nadir insanlardan biridir.

Gönül adamı Fethi Gemuhluoğlu, Karakoç’u şiirin ebedi ustası diye tarif eder ve onu son devrin cümle için doruk ve yeniden diriliş noktası olarak görür.

Sezai Karakoç aydın bir kişinin bir düşünürün içinde yaşadığı topluma karşı görevleri olduğunu, peşin hükümleri yıkıp gerçeklerin tartışılması gerektiğini, günlük politikaya karışmamayı ve ona alet olmamayı, çıkarcılıktan, mevki hırsından, şöhret afetinden, alkışlanmak duygusundan uzak durmayı bütün bunların düşünürün geleceğe bakmasına engel olacağı için düşünüre düşen görevin olaylar üzerine düşünmek, tarih üzerine düşünmek, sanat üzerine düşünmek, hayat üzerine düşünmek olmalıdır der.

“Dinle İstanbul” da yazar, tarihi şehir İstanbul’un yürekler acısı haline bozuluşuna hüzünlenir;

“Medeniyetler baş şehriydin, dünyanın baş şehriydin. Şimdi ne oldun? Bir uçtan bir uca işportacı pazarı. Çingene panayırına döndün İstanbul!”

Seni haramiler mağarasına çevirdiler

Nasıl değiştirdiler seni? Nasıl değiştin? Nasıl kaybettin kendini

Tarihi hakların kaybolmuş. Sense bu unutulmaz kaybı hiç hatırlamaz bir görünüştesin. Baş şehirler, kıtalar efendisi idin. Şimdi adın sanın anılmıyor ajanslarda bile. Bir parya-kent, bir şehirler proletaryası mı oldun.

Samimi ve duru bir dili olan Karakoç’un gösterişten uzak cümleleri okuyanı etkiler;

“Betonarme, mimari vahşeti; pop, müzikal vahşeti simgelemekte. Ağaç ve taşın, armonik yumuşaklığın hakkı unutulmuş. Edebiyat bir münzevi. Öksüz ve sahipsiz. Siyaset, dolambaçlı vahşetin yarış arenası halinde.”

Kitaplarında ki bazı yazılarında insanımıza, aydınlarımıza, devlet adamlarımıza çağrıda bulunur. “Diriliş mevsimi” nde herkesin yerini almasını söyler;

“Küçük işlerle oyalanmak, şahıslar çevresinde kısır çekişmeler devri bitmiştir. Dönem dirilme ve diriltme dönemidir. Büyük uyanış ve diriliş surunu üflediğini son anda da olsa uyanıp dirilenlere müjdeler olsun”

Dünyanın baş tacı ettiği, hayatın tuzu biberi olan televizyonlar için duyduğu kaygıları dile getirir;

“Televizyonlar iyi kullanıldığında nimet, gerekli olanın dışında kullanıldığında bir toplum için en önemli çöküntü işaretlerindendir. Televizyonu sadece eğlence vasıtası, bir disko gibi görmek, bütün bir halka hitap eden kürsüyü, kendi kültürüne yabancılaşmış bir avuç gencin yoz tercihine göre ayarlamak, ne büyük bir talihsizliktir.” Der.

Ve Balkon şiiri çocuklu ailelerin apartmanlarda ki balkon endişesini anlatır:

İçinde ve evlerde balkon

Bir tabut kadar yer tutar

Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen

Şezlongunuza uzanın ölü

Evlerde balkon çocuklara kurulan bir tuzak gibidir. Onun için şair çocuk düşerse ölür, çünkü balkon ölümün cesur körfezidir evlerde derken balkonu medeniyetin kötü habercilerinden biri olarak tarif eder ve mimarlara seslenir;

Bana sormayın böyle nereye

Koşa koşa gidiyorum

Alnından öpmeye gidiyorum

Evleri balkonsuz yapan mimarların

Karakoç’un tedirginliği yaşadığı çağadır. Zihni karışık, aklı bulanık çağı, tekniğin imkânlarıyla sersemleyen maneviyatı ihmal eden bilimi her şeyin çaresi bilen bugünkü insanların açmazlarının, çaresizliğinin aynası olarak görür örneğin;

“Kim verecek kedilere trafik bilgilerini

Ki hayatlarıyla ödemekteler bir yandan öbür yana geçmeyi” dizeleri çok bilen günümüz insanına ihmal ettiğimiz basit görevleri hatırlatır.

Ve şair Çeşmeleri uygarlığın gözyaşları olarak tarif eder özellikle İstanbul çeşmelerini…

Karakoç çeşmeleri “Eski zaman kartvizitleri gibi duran, unutulmuş bir uygarlığa giden yolun üzerinde bulunan anıtlar olarak anlamlandırır. Kurumuş, suyu akmayan çeşmeleri eski zamanların durmuş saatlerine benzetir hüzünlenir;

Kim kesti bu neşeli çocukların sesini

Kim susturdu o canım çeşmeleri

Şair günümüz kadınının asli mekânından ve konumundan uzaklaştırıldığını çağın kirli yağmurlarıyla kirlendiğini, o çocuklarının üzerine titreyen, göz bebeklerinde sevgi ve merhamet ışığı parlayan kadınlarımızı yitirdiğimizi söylerken hüzünlenir ve onlar için ağıt gibi sözler söyler;

Ve o kadınlar nereye gittiler

Anne olan sevgili o kadınlar

Çocuklarının üzerine titreyen

Kirpiklerinde hep aynı sevgi ve merhamet ışığı

O kadınlar gökyüzüne mi çekildiler

Ve anayı anlatır şair. Onun ölümü, evin ölümüdür, ailenin ölümüdür. Anne yaşamayı anlamlı kılan bir desen, bir motiftir.

Öldü anne ve mutfaklar kilitlendi

Kilerler boşaltıldı farelerce

Anne gitti ve evler döndü yazlık otellere

Anne gitti ve sular buruştu testilerde

Artık çamaşırlar yıkansa da hep kirlidir

Herkes salonda toplansa da kimse evde değildir.

Sezai Karakoç merhamet ve masumiyet sembolü anne ve çocuk için güzel şeyler söylemiştir.“Bir kadını al onu yont anne olsun”, “Bir insanı al onu çöz çöz çocuk olsun” dizeleriyle anneyi ve onun kıymetli hazinesi çocuğu anlatmıştır. Çocuk annesiz, anne çocuksuz yaşayamaz. Şair bu karşılıklı bağlanmayı içtenlikle dile getirir:

Kaçar herkesten

Durmaz bir yerde

Anne ölünce çocuk

Çocuk ölünce anne

Karakoç çocuğu ve çocuğun dünyasını çok iyi tanıyan bir şairdir. Tatlı çocukluk anılarını mutlulukla yâd eder. Çocuklar için vasiyeti vardır:

Doktor istemem annem gelsin

Yataklar denize atılsın

Çocuklar çember çevirsin

Ölürken böyle istiyorum.

Ve birde nasihati vardır çocuklara;

Çocuklar gözünüzü açın

Gün gelir iş işten geçer

Çember çevirmeyi unutmayın

Yapı aralıklarından bakmayı.

Mekanik bir dünyada yaşayan insanoğluna yaratılış gayesini, bu dünyadaki sorumluluğunu hep sevgi üzerinden anlatır. “Efendim ben sevgiden yanayım. Eğer bir aşırılık yapacaksak, sevgiden yana olsun bu. Nefretten kinden yana değil. Bir sıkıntı çekeceksek, bir çilemiz olacaksa sevgiden ötürü olsun. Çiçeklerde, kuşlarda, kuzularda, bitkilerde, hayvanlarda her yerde ve her şeyde sevgi var.

Biliyorum, fırtınalar, kasırgalar, depremler, açlıklar, kıtlıklar da var diyeceksiniz. Ölüm var hastalık var. Doğru bütün bunlar ama sevgi de var. Karşılıksız, ta yürekten sevgi. Onunla direniyoruz acılara. Onunla karşı koyuyoruz yıkıma, çürümeye. Düşmüşsek onunla kalkıyoruz ayağa”

Turan Karataş’ın hazırladığı “Doğunun yedinci oğlu Sezai Karakoç” adlı 550 sayfalık biyografi kitabı Karakoç’un geçmişin güzellikler iklimine uzanarak tedbil-i zaman ve mekân yaparak ruh ve gönül dünyasından yansıttıklarını anlatıyor.

Altmış yıldır Türk şiirinin gündeminde olan şairimiz düşünce ve fikirleriyle diriliş şuuru kazandıran yerli ve milli bir mütefekkirimiz Sezai Karakoç’tan etkilendiklerimizi yazdık. Okuyarak yaşama sevinci duyduk, onu anlatarak da yaşatma sevinci…

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI ”ZAMANA ATILAN İMZA” ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI AZ KURU..! (Naci Konyar) KAPIN HER ÇALINDIKÇA…( Naci Konyar ) BİZ NEY’İZ… (Naci Konyar) HASTALIKLAR ÜSTÜNE (Naci Konyar) HAYDİ ABBAS! (Naci Konyar) “HAKLI HİSSETMEK” (Naci Konyar) “BİR SOHBET-İ ÇAY ÜZRE”(Naci Konyar) İlçemizde Geçmişten Günümüze İKİ MESLEK… (Naci Konyar) İHTİYARLIK ÜZERİNE… Naci Konyar GİDENLERİN ARDINDAN…(NACİ KONYAR) DEFİNECİLER… (Naci Konyar) YÜKSEKOKUL İÇİN YURT İSTİYORUZ… (NACİ KONYAR) AMASYA SEVDALILARI (NACİ KONYAR) GÜZEL ÜLKEMİN İNSANLARI TAŞOVA KÖPRÜSÜ SAĞLIK ÖLMESİN… “ÇAMBÜKÜ” BİZİM KÖYÜMÜZDÜR… ÇOCUKLUĞUMUZUN BAYRAMLARI… BİZİM TÜRKÜLER… DOSTTAN DOSTA… CUVAPÇI İLE SEÇİM SOHBETİ… “ÖNCE EKMEKLER BOZULDU” GAZETECİ SAYGI ÖZTÜRK BEY’LE SOHBET DENE PAZARINDAN BİR ANI… BİR RAMAZAN SOHBETİ… 6 ŞUBAT 2023 MİLAT OLSUN… YOK OLAN LOKANTALAR…. YIKIMIN ARDINDAN… DEPREM VE DAYANIŞMA… YÜREĞİMİZE DOKUNANLAR BİZ BÖYLE DEĞİLDİK… ‘EĞİTİME ADANMIŞ BİR ÖMÜR’ GÜNDEMİN SOHBETİ… ‘PORSUK’TAN VENEDİK’… BU DÜNYADAN ‘EMMİ’ GEÇTİ… BİLGE ANA-MEVLÜDE GENÇ… ‘BİLMEM HATIRLARMISIN’… ‘BİLMEM HATIRLARMISIN’… İBRİĞİ Mİ YAZALIM… ÇAMBÜKÜ’NÜ ANLAMAK… SAKLI SOKAKLARDA ANKARA ‘ORGANİZE OLMALI’… UNUTULMAYANLAR… RADYOLU GÜNLER LİYAKAT… ‘YAVAŞ KENTLER’ ‘ALTIN GİRDAP’ ÇEYİZ SANDIĞI… RECEP ABİ (POT RECEP) YOKSULLUĞUN ERDEMİ ÇOCUKLUĞUMUN RAMAZANLARI… İBNİ HALDUN’DAN GÜNÜMÜZE… HALDEN ŞİKAYET… ‘VALİ BEY’ ‘GAM-ZEDEYİM DEVA BULMAM’ İLÇEMİZİN RENKLİ SİMASI… TOPLUMSAL ÇEVRE… Sövgü Üzerine... İBRET PENCERESİNDEN… BİR ANI VE ÖĞRETMENLERİMİZ… ÜSKÜDAR’I HATIRLADIK… AMASYA VE ANIT AĞAÇLAR… SUSKUNLUĞUN GİZEMİ… ESKİYE BAĞLIYIZ … Ciğerlerimiz Yanıyor... ARILARLA DANS “MAZİ KALBİMDE BİR YARADIR”… İSMAİL ABİNİN ARDINDAN… EŞYALARIN DA DİLİ VARDIR… AMİRALLERİ KONUŞTUK… BİR ZEVK-İ TAHATTUR - GÜVERCİNLER YUNUS EMRE SOHBETİ… BİR İNSAN-I KAMİL ORD.PROF.DR. SÜHEYL ÜNVER… İKİ VALİ VE YANIT… BU ÜNİVERSİTELER BU GENÇLER BİZİM… ÜNİVERSİTE İLİM YUVASIDIR… 2020’NİN ARDINDAN… “ÖLÜLER ALTIN TAKMAZ” RUHSAL HİJYEN KAÇAK İÇKİ SORUNU… AŞIK TURGUT’UN ARDINDAN… DEVLET ADAMLARINA ÖĞÜTLER NOTLARIMDAN GÜNÜMÜZE CAHİLE İKBALİN HAZİN SONU Hatıra Defterinden... BİRLİKTE YENECEĞİZ BAYRAM MUHABBETİ HUKUKTA YANSIZLIK … OY MENDİL OYALI DA MENDİL HÜZÜNLÜ BAYRAM GÖNÜL VE HİZMET ADAMLARI… DİLENCİLER… MUHAYYEL SOHBET KÖY ENSTİTÜLERİNİN ANISINA… ÖĞRETMENLERİME… KÖYÜ BEKLEMEK… KADINLAR GÜNÜ SOHBETİ KORONA VİRÜS BELASI… FERHAT ŞİRİN FESTİVALİ 'İNSANLIĞIN SOLMAZ GÜLLERİ' BİR KAÇ KONU VE YORUM… EROZYON DEDE (Hayrettin Karaca) 10 OCAK SOHBETİ PTT Pijama, Terlik, Televizyon GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ADALETE GÜVEN Bir Başarı Hikayesi(!)... Tarım Ne Halde... Eğitim ve Hocalarımız Erik Dalı Faruk Başkan... KARA KAPLI DEFTERİMDEN… BUNLARI BİLELİM HES’LERE KARŞI ÇIKALIM BİR RAMAZAN GÜZELLİĞİ, SEHAVET SEÇİM SOHBETİ “ORDA BİR KÖY VARDI… UZAKTA” ELEKTRİĞİN FATURASI ÇAY MUHABBETİ “İYİ BİR İNSAN OLMAYA ÇALIŞIN” FOTOĞRAFLAR VE RESSAMLARIMIZ SOSYAL MEDYA ÖĞRENCİ ANDI HACI MUHSİN BİZ BÖYLE DEĞİLDİK ÜSKÜP’ÜN ÜNLÜLERİ…ŞARIK TARA NEŞE BİR HAFTA, HÜZÜN BİR ÖMÜR SÜRER TIBBI MÜMESSİLLER VE TIP BEYİTLERLE SOHBET GÜNCELLEŞME ÖZELLEŞTİRME ! ŞU MEKTEPLER OLMASAYDI HUKUKA UYMA BİLİNCİ HAYRIN VE İNSANLIĞIN HAYALİ ALİ RIZA ABİ ŞARKILAR BİZİ SÖYLER GÖNÜL AÇLIĞI HAK VE ADALET BETON SEVGİSİ MAHALLEMİZ RAMAZAN DUYGULARI “ZAMANLI DÜŞÜNCELER” REFERANDUM SOHBETİ EVET Mİ HAYIR MI? Hoş Sohbet Adamlar “KİRADA OTURUYORDU” “SİZ KİMİN KÖPEĞİSİNİZ?” KAMYONCULARIMIZIN HİKÂYESİ HAYVANLARI SEVMEK USANDIK… SAVARONA AYIBI ACIYA SAYGI VE ŞEHİT ÇOCUĞUNUN FERYADI AKADEMİSYENLER “HADİ GEL KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM” MERAL AKŞENER-KENAN EVREN JAPON İŞİ – TÜRK İŞİ… ÇANAKKALE (Milli Ruh-Milli Şuur) ÇAKIR EMMİ… 80’LER… DANANIN KUYRUĞU KOPMASIN… PARİS TERÖRÜ… 769 BİN İŞSİZ ÜNİVERSİTELİ… GÜNÜMÜZ MEDYASI VE HOŞGÖRÜ… İSTANBUL’A DAİR… “GAZETE VE GAZETECİLİK” HAKSIZLIK YAPIYORSUNUZ… “İSLAMI 20 PENİYE SATMAK” RAMAZANI UĞURLARKEN… RAMAZAN ANILARI… 12 EYLÜLÜ YORUMLAMAK… RÜŞVET VE YOLSUZLUK… VALİ ÇÖKMEZ… BAŞKAN ADAYLARINA… SİVİL İTAATSİZLİK VE HOŞGÖRÜ… HALDEN ANLAMAK… İÇKİ ÜZERİNE… BİR TAHTA KAŞIK HİKÂYESİ… TAKSİM SENDROMU… GÜZEL BİR GÜN… BAKAN VE DİLEK… “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” “ANKARA TAYFASI” 2B ARAZİLERİ VE GÖÇ… SEVGİLİLER GÜNÜ… MESLEĞE SAYGI… GAZETECİLER GÜNÜ… KEM ALET… BU GENÇLER BİZİM… MEDYANIN GÜNDEMİ… “TIP BU DEĞİL” GÖKDELEN’E HAYIR PLAKET SEVDAMIZ “SILA HİKÂYESİ…” KURBAN OLMAK ŞİİR GECESİNİN ARDINDAN… POLİTİKA VE SAVAŞA DAİR… DEVLET ADAMI… HİKMET LEVHALARI… BABALARI ANLAMAK ORTAK SEVDAMIZ TÜRKÇE… İÇİNİZE SİNDİ Mİ ?... SÜTÜNE VİCDANINA… GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE… KADINLAR GÜNÜ VE SAMİHA AYVERDİ DEDEMİN TAKVİMİ… EPDK NİÇİN VARDIR... HRANT İÇİN ADALET - EMEKLİYE SABRET... HES’LERE NİÇİN KARŞIYIZ... BOYACI SANDIKLARI... ÖZLEDİĞİMİZ BASIN... MAZİ VE HAL ÜZERİNE… MİLLİ GÜVENLİK DERSLERİ... KİMSE VAR MI...! HEZARFEN SANATÇI VEDAT GENÇTÜRK... “IŞIĞI YANAN EVLER” RAMAZANA DAİR.. KİM OLDUĞUNU BİLMEK… KARABEBEK... HÜRMET OLMAZSA... KİRLİ OYUNLAR... BİR ŞEHİT İLANI... EY SEÇMEN...! 2011...M.AKİF YILI YOKSULLUK... SARKOZY’NİN SAKIZI... TÜTÜN VE ŞEKER DÜNYA ALTINCISIYIZ...(!) “KAYIP İSTANBUL...” ‘ KANUN-I KADİM’E DÖNELİM’ DP’YE DAİR... SU ÜZERİNE AĞIT YAKMAK... GÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ... ZAMAN GAZETESİ YAZARI HÜKÜMET MEYDANI.. AHİLİK UNUTULMASIN... KASABALARIMIZ... YATAĞINA KIRGIN IRMAKLAR... TAŞOVA BAMYA FESTİVALİ... AL SANA YÜKSEKOKUL(!)... BİRKAÇ KONU VE YORUM TEK SUÇLU ONLAR MI...? MÜRVET AGA… AİLE YAPIMIZI KORUYUNUZ… CUVAPÇI MEMET VE ANAYASA… GERGİNLİK ÜRETMEYELİM YETENEK SİZSİNİZ… BU MUDUR ÖZELLEŞTİRME… ECZANELER SIKINTIDA... GÜNDEME BAKIŞ… Sn. Valimiz... BİZ BÖYLE BİR MİLLET DEĞİLDİK... AÇILIMA BAKIŞ... UMUTLU PANEL(İ)... “ÜÇ NOKTA”… HOŞ BİR SADA… ARAP ŞÜKRÜ ÇEŞMESİ VEFA ve CİNDORUK… ‘APARTMANA NİÇİN HAYIR?...’ BİR PAZAR ÖYKÜSÜ… HIDIRELLEZ BORABOY GÖLÜNDE ŞİİR… ACI ZULÜM BİR HELİKOPTER TUTTUK.. ORDU VE SİYASET ÜÇ KATLI AHŞAP EVİMİZ… NE KA EKMEK O KA KÖFTE Mİ ?... ALİ RIZA PAŞALAR UNUTULMASIN… Rüşvet ve Yolsuzluk
Reklamı Geç
Advert